1 Şubat 2015 Pazar

Güzelliğin Ucuz Yolu

Güzelliğin Ucuz ve Ekonomik Yolu


Her kadın güzelliğine düşkündür. Kozmetik deyince de kadınlar için akan sular durur. Güzel görünmek demek, illa çok para harcamak demek değildir.

Uzmanlar, bu konuda daha ekonomik davranmak arzusunda olan bayanlara şu önerilerde bulunuyor: 
Evde cilt bakımı: Cilt bakımı için mutlaka güzellik salonuna gitmeniz gerekmiyor. Evde de peeling uygulayabilirsiniz, üstelik de kendi üreteceğiniz bir formülle. Bir avuç toz şekeri biraz zeytinyağıyla karıştırınve karışımı duşta kullanarak ölü deriyi atın. Bununla uğraşmak istemiyorsanız bile, hem yüz, hem de vücut için gayet hesaplı peeling ürünleri satılıyor ve her halükarda güzellik salonunda ödeyeceğinizden daha ucuza mal etmeniz mümkün.

Sahte manikür: Manikür yaptırmaya gidemiyorsanız, sahtesini kendiniz de yapabilirsiniz. Tırnaklarınızı Limonsuyuna sokun. Daha sonra törpü şeklindeki parlatıcıyla tırnaklarınızın uçlarını parlatın. Böylece tırnak cilasına ihtiyacınız kalmayacak.

Rujunuzun ömrünü uzatın: Farklı tonlar için ayrı ayrı rujlar kullanmak yerine, ufak hilelerle aynı ruju uzun süre kullanabilirsiniz. Örneğin, parlak bir görüntü için, ruju, ince bir tabaka halinde dudaklarınıza sürdüğünüz vazelinin üzerine uygulayın. Yepyeni sürülmüş ruj görüntüsü hoşunuza gitmiyorsa, parmak uçlarınızı kullanarak bunu değiştirebilirsiniz. Mat görünüm için biraz pudra sürebilir, gece kullanmak için de ruju koyu renk bir farla karıştırabilirsiniz.

Saç ürünleri: İki ayrı şekillendiriciye para ödemektense, bir tanesini tüm ihtiyaçlarınız için kullanın. Nemli saçlarınıza az miktarda saç kremi sürerek elektriklenmesini engelleyin. Saçınız kuruduktan sonra da gene az miktar saç kremi sürerek yumuşak ve uçuşkan bir görüntü elde edebilirsiniz. Ya da daha kalıcı ve sabit bir görünüm için jöle kullanıp, kuruturken de biraz daha sürüp parlak görünmesini sağlayabilirsiniz.

Vazelin: Vazelini, ister dudak koruyucusu, ister dudak parlatıcısı olarak kullanabilirsiniz. Bu kadarla da kalmıyor, cildiniz kuruduysa, gene vazelinle nemlendirebilir ve kaşlarınıza parlaklık kazandırabilirsiniz. Üstelik de çok ucuzdur.

Nemlendiriciler: Piyasada pek çok marka var. Bunların bir kısmı diğerlerine oranla çok daha ucuz ve aynı sonucu veriyorlar. Eğer cildiniz karma ya da yağlıysa, Su bazlı bir ürün bulmaya gayret edin. Neutrogena gibi genel tüketiciye hitap eden ürünler, hem son derece kaliteli, hem de çok daha ucuzdur." 


Bakımlı ve Güzel Olmanın Ucuz ve Ekonomik Yolu

Ödemeleriniz yüzünden kemerleri sıkmanız mı gerekiyor? İşte kozmetik ürünlerine çok fazla para harcamadan güzelleşmenin yolları.. Fantastik gibi gelse de düzenli uyguladığınız da gerçekten işe yarıyor.

YÜZ BAKIMI

Yüz maskeleri: Eğer kuru bir cildiniz varsa avacado ve bal maskesi ile cildinizi nemlendirebilirsiniz. 2 yemek kaşığı avakadoyu ezin ve 2 yemek kaşığı bal ile karıştırın. Karışıma bir yumurta sarısı da ekleyebilirsiniz. Yüzünüze sürün ve 15-20 dakika bekleyin. Daha sonra ılık suyla yüzünüzü yıkayın. Cildinizin yumuşadığını göreceksiniz.

Eğer problemli bir cildiniz varsa sebzeler size yardımcı olabilir. 3 büyük havucu haşlayıp ezin ve 5 yemek kaşığı bal ya da yoğurtla karıştırın. Daha sonra yüzünüze uygulayın ve 15-20 dakika bekledikten sonra yıkayın. Cildinize ekstra bir canlılık vermek için 3 yemek kaşığı gliserin ve bir kaşık balı karıştırıp gece boyunca yüzünüzde bekletin.

Cildinizi temizlemek için: Papatya ve yonca özellikle kuru ve hassas ciltler için harika bir temizleyicidir. 60 ml kreme aynı miktarda süt ekleyin. Daha sonra karışıma iki yemek kaşığı taze veya kurutulmuş papatya ya da yonca ekleyin. Bu bileşenleri hafif ateşte kaynamasına izin vermeden yavaş yavaş karıştırın. Ateşi kapatıp iki saat bekledikten sonra karışımı buzdolabında saklayın. Daha sonra pamukla cildinize uygulayın.

Sıkılaştırıcı: Cildi ve gözenekleri sıkılaştırmak için çiğ yumurtanın beyazını göz çevresi haricinde yüzünüze uygulayın. 15 dakika beklettikten sonra cildinizi ılık suyla yıkayın.

İpeksilik için..

Nemlendiriciler: Damıtılmış birkaç damla suya birkaç damla tatlı badem yağı ilave edin. Avucunuzun ortasına dökün ve nazikçe yüzünüze sürün. Cildinizi yumuşak ve ipeksi hissedinceye kadar yüzünüzde bekletin.

Yüzü fırçalamak: Parlak bir cilt için 1 çay kaşığı gül yağını bir çay kaşığı tuz ile karıştırın. Masaj yaparak yüzünüze ve boynunuza uygulayın. Bu cildinizdeki ölü derilerin temizlenmesine yardımcı olacaktır. Cildiniz yağlı ise, 2 yemek kaşığı kepek ve yarım yemek kaşığı kurutulmuş maya ile bir çay kaşığı taze limon suyu ve bir yemek kaşığı su ekleyin. Karışımı 2 dakika ılık suyla yıkadığınız yüzünüze göz çevresi hariç masaj yaparak uygulayın.

VÜCUT BAKIMI

Vücudunuz için şeker, eszilmiş muz ve bal karışımını cildinize uygulayın. İyi bir sonuç için karışımı, duş sırasında ara vererek 3-4 dakika masaj yapıp vücudunuza uygulayarak bekleyin. Daha sonra vücudunuzu yıkayın ve kurulayın. Cildiniz daha parlak ve canlı hale gelecek. Genel vücut fırçalaması için badem ve kepek kullanın. Yarım kase bademi yarım kase kepek ve sıcak yeşilçay ile karıştırın. Vücudunuzu serinletmek için lavanta yağı da uygulayabilirsiniz. Yeşil çay cildiniz için iyi bir sıkılaştırıcı ve kepek de ölü derileri temizlemeye yardımcı olabilir.

15 Ocak 2015 Perşembe

Evi İstila Eden Karıncalardan Kurtulma Yöntemleri

Karıncalardan Nasıl Kurtulurum?

Her yaz evin belirli bölgelerinde insanı çileden çıkaran karınca basmaları hemen hemen her evde yaşanır. En ufak kırıntının kokusunu kilometrelerce uzaktan alan karıncalar bir anda evimizi istila ederler, olmadık yerlerden çıkarlar oda yetmez bazen vücudumuzun çeşitli yerlerini ısırarak bize de zarar verir. Karıncaları durdurmak için birçok yol dener bazen bu çabalarımız sonuçsuz kalır ilaca yöneliriz buda onların ölümüne sebep olur. Oysa karıncaların ikametgah adresini değiştirmek oldukça basittir. Bunlar birkaç kokulu yiyecekle mümkün olduğu gibi başka çözüm yetirecek alternatiflerde vardır.


Eğer karıncalardan kurtulmak istiyorsanız en etkili mutfak malzemelerinden bir kaçını tüyo olarak verelim.

Kahve telvesi istila edilen evinizi kurtaracağını hiç duymuş muydunuz evet karıncaların sıklıkla görüldüğü yerlere kahve telvesi koyarsanız karıncalar kaçacak yer arar.

Karıncaları yok eden güçlü diğer bir baharat ise tarçın. Tarçını da aynı şekilde yoğun karınca yerlerine serpiştirirseniz, karıncaların hoşuna gitmeyecektir.

Bebek pudraları da karıncaların istikametini tamamıyla değiştirmesine kaçış için bir çıkış aramalarına sebebiyet verir. 

Bir diğer alternatif çözüm ise limon kabuklarıdır. Anlaşıldığı gibi karıncaların korkulu rüyası kokuları keskin olan yiyeceklerden ibaret…

Eğer karıncalar evinizi bastıysa ve karıncalardan kurtulmak istiyorsanız, önce bu kolay ve çözümü olan yiyeceklerle karıncaları yok etmeyi deneyin, hiç olmazsa onları öldürüp karıncaları incitmek zorunda kalmaz ve gönül rahatlığı içerisinde evinizi bu istiladan kurtarabilirsiniz. Deneyin ve görün şaşıracaksınız

Evdeki Hamam Böceklerinden Kurtulma Yöntemleri

Evdeki hamam böceklerinden kurtulma

Hamam böcekleri çok hızlı üreyen, gündüzleri ortalık pek görünmeyip geceleri yiyecek arayıp beslenmek için çıkan böceklerdir. Hamam böceklerin çok çeşitleri vardır. En çok tanıdıklarımızdan biride kalorifer böcekleridir. Bu zararlı haşarat genelde mutfakta daha çok görünürler. Hamam böceklerinden kurtulmak için ilaçlama yöntemlerini kullanabilirsiniz. Onun dışında bizim size tavsiyemiz borik asit’i olacaktır. Borik asit’ini eczanelerde bulabilirsiniz.

Evdeki hamam böcekleri yok etmek:

En yakin eczaneden borik asit’ini temin edin. Haşlanmış patatesi biraz sıvı yağ ile karıştırıp püre haline getirin. Son olarakta borik asit’ini ilave edip hamam böceklerinin çıkma ihtimali olan yerlere koyun.
Hamam böceklerin evin neredeyse her yerinde görüne bilir. Özellikle duvar çatlaklarına, tahta veya parke altlarına, buzdolabı, elbise dolabı, çamaşır ve bulaşık makinesi altlarına insanın göremeyeceği yerlere duvar diplerine, atık su kenarına, kenar kuytu yerlere yumurtalarını bırakırlar.
Bu bölgeye koyduğunuz karışım yavaşta olsa sonunda sizi hamam böceklerinden kurtaracaktır. Bu evde ilaçlama yöntemini iki günde bir tekrarlamanızda fayda vardır.

Evde Mutlu Olmanın Yolları

Evde mutlu olmanın yolları

      Yaşam enerjisinin akışını anladığınız zaman hayatınız değişmeye başlar. Hem de görülür biçimde. Şayet kendinizden ve içinde bulunduğunuz koşullardan memnun değilseniz, yaşam enerjisini yanlış kullanıyorsunuz, demektir. Daha doğrusu çevrenizi saran yaşam enerjisini henüz algılayamamış, farkına varamamışsınız. Tabii bunun sonucunda açığa çıkan mutsuzluk, başarısızlık ve sağlık problemleri gibi sorunların neden sizi bulduğunu sorguluyorsunuz. 
     
     Yaşam enerjisi bütün dünyayı kapladığı gibi bizi de sarar ve tıpkı bir nehrin akışı gibi akar. Ne yazık ki, nehrin akışını gören bizler hayat enerjisinin akışını göremeyiz ve anlayamayız. Çünkü, bunu anlamak için eğitilmedik ve bu bilgiden yoksunuz. 
     
     Ancak, duyarlılığı yüksek olanlar, kendi içleriyle iyi iletişim kurmayı başaranlar sezebilirler. Bir de büyük şansızlıklar içine düşmüş olanlar, şiddetli sorunlarla başa çıkmak zorunda kalanlar ‘‘Bana neler oluyor?’’ şeklinde soru sormaya başladıkları zaman hissedebilirler. Fakat, bilemedikleri için çözümü de çoğu kez anlayamazlar. 
     
     Sadece iç seslerine kulak verenler, el yordamıyla yaşam enerjisinin akışına kendilerini uydurabilirler. Tabii bu durum onların çıkışı olur. Ancak, sorunlarından kurtulduktan bir süre sonra hissettikleri gizil gücü unutur ve bildikleri gibi yaşamaya devam ederler. Taa ki bir başka sorunun içinde kendilerini buluncaya kadar. 
     
     Yaşam enerjisi, pozitif ve negatif güçlerin uyum içinde dans ettiği ortamlarda yoğunlaşır. Aydınlık ve karanlık birlikte bulunur. Zıtların ahengini yakaladığınız zaman, yaşam enerjisini kullanmaya başlarsınız. Bunu bilmeniz şart değil. Fakat, pozitif ve negatif enerjinin ne olduğunu ve nerelerde bulunduğunu bilmeniz gerekiyor.
     
     Biliyorsunuz aydınlık ve karanlık, sıcak ve soğuk, vb. birbirine zıt enerjiler yani pozitif ve negatif güçlerdir. Ve aynı şekilde Kuzey-Güney, Doğu-Batı yönler de birbirinin karşıtıdır. 
     
     Her bir yönünün bütünleştiği ve yönettiği elementlerin birarada bulunması, yaşam enerjisinin güçlü akmasını sağlar. 
     
     Yaşam enerjisinin akışı içinde ahenkle akacak olursanız, sağlıklı, güçlü, başarılı ve mutlu olursunuz. İsteklerinizi gerçekleştirecek gücü, yaşam enerjisinden sağlarsınız. 
     
     Yaşam enerjisi doğal olarak zaten akar. Fakat, siz bu akışın içinde bulunduğunuz halde bunu hissetmezsiniz ve kendinize çekemezsiniz. Şayet, kendiniz için hayat enerjisinin ahenk içinde aktığı bir ortam yaratabilirseniz, yaşantınızda ters giden şeylerin düzgün gitmeye başladığını ve kendinize olan güveninizin arttığını hissedersiniz. Kendinizi daha mutlu ve olumlu hissetmeye başlayacağınız için, başarı da beraberinde gelir. Zaten işleriniz de yoluna girer. Hem de bütün bunlar kendiliğinden ve siz hiçbir zorlanma hissetmeden meydana gelir. 
     
     Aslında hayat enerjisinin akışını bilen eskiler, ev ve iş yerlerinin düzenlenmesini yaparken bunu gözönünde bulundururlardı. Çünkü yaşadığınız ev de sizinle birlikte yaşar. Tabii iş yeriniz de... Sizin canlılığınızın ölçüsü, yaşadığınız yerin ne kadar güçlü bir yaşam enerjisiyle dolu olduğuna bağlıdır. 
     
     İsteklerinizi oluşturabilecek ve gerçekleştirebilecek gücü kendi içinizde biriktirebilmeniz için, bulunduğunuz yerin enerjisinin yüksek olması gerekir. Ve tabii sizin enerjisinizle de uyum içinde olmasına dikkat etmelisiniz.
     
     İçinde yaşadığınız evi, çalıştığınız yeri sevmeniz çok önemli. Çünkü, akıl yürüterek tesbit edemeyeceğiniz çok önemli bilgileri, bedeniniz duygu olarak size bildirir. 
     
     Sevmek ya da sevmemek şeklinde ortaya çıkan bu duygu, sizin yaşadığınız yerle ne derece bütünleştiğinizin işaretidir. Şayet yaşadığınız yerle uyum içinde değilseniz, hayat enerjisi kesintiye uğrar ve bulunduğunuz yerde kalmaktan hoşnutsuzluk duyarsınız. 
     
     Ayrıca, sevmediğiniz bir yerde oturmaya ve yaşamaya devam ederseniz, o mekan sizin enerjinizi emmeye başlar. Çünkü, yaşadığınız yer, sizin gibi canlıdır ve enerjiye ihtiyacı vardır. 
     
     Aslında enerji akışı iki yönlüdür. Yani siz yaşadığınız evi beslerken, eviniz de sizi besler. Karşılıklı bir akış içinde bulunursunuz. Bu akış kesintiye uğradığı zaman siz kendi enerjinizle evi beslerken, eviniz sizi beslemez ve giderek halsiz, mutsuz, isteksiz bir hal içine girersiniz. Hatta bu durum sağlığınıza ve iş hayatınıza da yansır. Performansınız ve başarı grafiğiniz düşer. Ve siz, kendinize neler olduğunu bir türlü anlamazsınız. Tabii bu arada yaşadığınız yerle ilgili sevgisizliğiniz giderek büyür. 
     
     Aslında insanın bedeninin verdiği işaretleri ciddiye alması gerekir. Çünkü, sizin bilmediğiniz pek çok bilgiye sahiptir. Ve sizin için en önemli uyarıyı duygularınızda meydana gelen değişikliklerle bildirir. 
     
     Mutluluk için işe yaşadığınız yerle başlamalısınız. Öncelikle oturduğunuz yeri seveceğiniz hale getirmeli ve evinizin içinde yaşam enerjisinin kesintiye uğramadan akışını sağlamalısınız. Bunun için öncelikle yaşadığınız yer temiz olmalı, düzgün sevdiğiniz renklerle boyanmış olmalıdır. 
     
     Evinizin içinde eşyaların konumu, şekli ve yerleştirilmesi de yaşam enerjisinin akışını etkileyen çok önemli unsurlardır.
     
     Sizin enerjinizle uyum içinde bulunması için kendinizi tanımanız gerekiyor. Tabii bunun için de kendinizle iyi iletişim kurmanız şart. Çünkü, kendinizle ilgili en doğruyu bilgiyi bedeniniz verir. Şayet kendinizi yaşam enerjisinin akışına bırakacak olursanız, seçtiğiniz eşyalardan, (eşyalarınız kırık ya da bozuk olmamalı) yerleştirmeye kadar içsel dürtülerle davranır ve doğru seçimler yapabilirsiniz.
     
     Fakat, çoğu zaman içimizi dinlemeyip moda olanı seçmek ve boşlukları doldurmak gibi bir telaşa düştüğümüz için nihayetinde neden mutsuz olduğumuzu anlayamayız. 
     
     Halbuki renkler, eşyalar ve eşyaların poziyonu çok önemli. Ayrıca evinizin yönlerini de hesaba katmalısınız. Tabii ihtiyaçlarınızı da... 
     
     Mesela insanların evinize gelmesi sizi mutlu ediyorsa, renk ve eşyaların seçimini buna göre yapmalısınız. 
     
     Yaratıcılık gerektiren konularla ilgili çalışmalar yapıyorsanız, yaratıcı zekanızı besleyecek ve harekete geçirecek türden objeler ve renkler seçmelisiniz. 
     
     Ayrıca yönlerin bütünleştiği elementleri öğrenmeli ve kendinizin hangi elemente ait olduğunuzu bilerek seçimlerinizi buna uygun yapmalı ve eşyalarınızı uygun biçimde yerleştirmelisiniz.
     
     Ateş elementi, Koç, Aslan ve Yaylar'ı idare eder ve yönü Güney'dir. Toprak ise, Boğa, Başak ve Oğlaklar'ı yönetir, yönü Kuzey'dir. Hava; İkizler, Terazi ve Kova'yı yönetir, yönü Doğu'dur ve Su, Yengeç, Akrep ve Balıklar'ı idare eder, yönü Batı'dır. 
     
     Kendi yönünüzü belirleyip o yöne uygun objeleri yerleştirerek kendinizi güçlendirmeniz mümkün. Tabii bütün yönlerin sembollerini doğru yerleştirmek suretiyle evinizdeki yaşam enerjisinin akışını güçlü hale getirebilirsiniz

Benzin&Dizel Tüketimin Tasarruflu Yöntemleri

Benzin tüketimini azaltmanın 12 yolu

1 Yakın mesafelere mümkün olduğunca yürüyerek gidin ya da toplu taşıma araçlarını tercih edin.
2 Aracınızın bakımı düzenli olarak yaptırın.
3 Doğru vitesle ve sabit hızla gidilmeli, ani fren veya gazdan kaçınılmalı.
4 Hava filtreleri kontrol edilmeli, bagajda gereksiz yük taşınmamalı.
5 Mümkün olduğunca çevre yol tercih edilmeli ve şehir içi sıkışık trafikte araç kullanılmamalı.
6 Lastiklerin havasını düzenli kontrol edin. Radyal .lastikler yakıt tüketimini azaltıyor.
7 Uzun süreli beklemelerde motoru durdurun, aracı yüksek devirde çalıştırmayın.
8 Enjeksiyonlu araçlar daha düşük yakıt tüketir.
9 Doğru motor yağı kullanılmalı.
10 Klima vb. sistemler gereksiz yere çalıştırılmamalı.
11 Aynı yöne giden arkadaşlarla araç paylaşılmalı.
12 Uzun yolda 80 km’yi aşarsanız yakıt tüketimi 2 katına çıkıyor..

Evde Genel Tasarruf Yöntemleri

İşte Evinizin Tasarruf Paketi

Elektrik ve doğalgaza yapılan son zamlar, faturaları şişirdi. Elektrikte dokuz aylık artış yüzde 65’i, doğalgazda ise yüzde 50’yi geçti. Beş yıldır yapılmayan zamların bir yıla sıkıştırılması, tasarrufun önemini de artırdı. Zamlardan kurtulmanın yolu olmasa da, alınacak basit önlemlerle faturayı yüzde 60’a varan oranda azaltmak mümkün. Tasarrufla hem aile bütçesine hem de ekonomiye ciddi katkı yapılabilir. Basit önlemler sayesinde aylık 300-400 YTL’yi bulan elektrik, su ve doğalgaz faturası 200 yeni liraya düşebilir. Türkiye İsrafı Önleme Vakfı’na göre, ülkede yılda 214 milyar yeni liralık kaynak israf ediliyor. Türkiye’nin 2007 yılı gayri safi yurtiçi hasılası 856 milyar YTL. Buna göre milli gelirin dörtte biri israf oluyor. Herkesin alabileceği basit tedbirlerle bu tutarın yarısı bile kurtarılabilse aile ve ülke ekonomisi için ciddi bir kaynak desteği sağlanmış olacak.



MUTFAĞA DİKKAT!

■Ekmeği dilimleyin, derin dondurucuda saklayın.
■Yılda 6 milyon ekmek israf ediliyor. Ekmek bayatlasa da birçok yemekte kullanılabiliyor.
■ Bayat ekmekle yapılabilecek bazı yemek ve tatlılar: Ekmek kavurması, yalancı paça, ekmekli omlet, ekmek karıştırması, yumurtalı ekmek ası, ekmekli ezme, bayat ekmek köftesi, ekmek pizzası, papara, tirit, dilim kayganası, sarımsaklı ekmek, bayat ekmek kanepesi, tutmaç, bayat ekmek tatlısı.
■ Ekmeği ihtiyaç kadar alın, uzun raf ömürlü olanları seçin.
■ Hiç yenmeyecek durumdaki bayat ekmeği ıslatıp kuşlara ve sokak hayvanlarına verin.
■ Ekmek, oda sıcaklığında veya buzdolabında değil, derin dondurucuda saklanmalı.
■ Toplu yemek tüketim yerlerinde menüye göre ekmek siparişi verilmeli. Dilimlenmiş olarak kullanılmalı.
■ Satılamayan ekmek, fırınlarda, galeta unu, kurutulmuş ekmek içi gibi başka gıda maddelerinin üretiminde kullanılmalı.

■ Donmuş gıdalar, oda sıcaklığında çözdürülmeli. Mikrodalga fırınların iç yüzeyi sürekli temiz tutulmalı. Yemek ısıtmada
mümkün olduğunca mikrodalga fırın kullanılmalı (yüzde 60-65 tasarruf sağlar).

■ İlk başta açılan güçlü pişirme ateşi, sonradan kısılmalı.

■ Sebze ve patates haşlamada az su kullanıp, düdüklü tencere tercih edilmeli (yüzde 70 tasarruf).
■ Yemek pişerken tencere ve tavaların kapakları iyi kapatılmalı (yüzde 60 buhar enerjisinden faydalanmak mümkün).

■ Tencerenin çapı, ocaktan büyük olmalı. Düz tencere seçilmeli. Büyük kaplarda pişirme işlemi gazlı ocaklarda, küçüklerde ise elektrikli ocaklarda yapılmalı..
■ Küçük tepsilerdeki yiyecekler büyük fırınlarda pişirilmemeli.

■ Elektrikli fırınlarda turbo sistemi tercih edilmeli

■ Pişirilecek malzemeler hazır tutulmalı, tenceredeki su kaynadığında ocak kısılmalı.
■ Yemek pişirirken tencere kontrol amaçlı sık sık açılmamalı (enerji kaybı olur).
■Pişirme işlemi bitmeden ocağı kapatıp son birkaç dakika için enerji kullanmadan pişirim süreci devam edebilir.
■Yumurta tencerede değil, yumurta pişiricilerde haşlanmalı.

Elektrikli ev aletlerinde tasarruf için bazı öneriler

Çamaşır makinesi 
Yıkamayı ılık suyla, durulamayı soğuk suyla yapın. Yıkama programları tam kapasite çalışmalı. Mümkünse çamaşırlar dışarıda güneşten faydalanarak kurutulmalı. Ön yıkamadan kaçının..

Bilgisayar 
Kullanılmadığında mutlaka fişi çekilmeli. Bilgisayar, işlem yaparken ortalama 150 vat, işlem yapmazken 25-30 vat, kapalı olmasına karsın fisi çekilmediği durumda ise 5 vat elektrik harcar.

Saç kurutma makinesi
Saç kurutma makinelerinin yüksek güçte olanlarını kullanmak elektrik tüketimini artırır. 1800 vatlık saç kurutma makineleri yerine daha düşük enerji tüketenleri tercih edilmeli.

Televizyon
Küçük ekranlı olanlar tercih edilmeli, ses düzeyi düşük tutulmalı. Elektronik araçlar kullanılmadığı zaman anahtardan kapatılmalı.

Ütü 
Giysiler nemliyken ütülenmeli. Kırışıkları sertleşmiş bir gömleğin ütülenmesi daha çok buhar tüketimine, fazla enerji kullanımına yol açar. Ütüyü fişten çektikten sonra cihazda depolanan sıcaklıkla son eşya ütülenmeli.

Her evde yılda 150 ton suyu kurtarmak mümkün

■ Sebze ve meyveleri akan su yerine su dolu kapta temizle: 18 ton
■ Tabak çanağı elde yıkama, bulaşık makinesini kullan: 40 ton
■ Dis fırçalarken ve tıraş olurken suyu akıtma, musluğu kapat: 48 ton
■ Ayarlanabilir duş baslığı kullan ve duş süresini 1 dakika kısalt 18 ton.
■ Biri az, diğeri çok olan iki hazneli tuvalet rezervuarını tercih et: 17 ton
■ Çamaşır makinesini gereksiz kullanma, tam dolu olarak çalıştır: 9 ton

Kıştan önce zam geldi, dogalgaz faturası nasıl düşecek?

■ Evin kullanılmayan oda ve bölümlerinde petekleri kapatın.
■ Peteklerin üstü ve önü kapatılmamalı, mobilya ve perde gibi eşyalarla engellenmemeli.
■ Kombide yüksek verimli olanlar tercih edilirse gaz tüketimi düşer.
■ Kombilerin bakımı her yıl düzenli yapılmalı.
■ Sistemlere zaman ayarlı termostat monte edilebilir.
■ Bacalı kombiler dolapların içerisine yerleştirilmemeli.
■ Doğalgaz sobası kullanıyorsanız filtreyi her ay kontrol edin.
■ Güneş çekildiğinde perdeleri kapatın, sıcaklık içeride kalsın.
■ Bina ve konut yalıtımları iyi yapılmalı. Böylece ısınma faturası yüzde 10-50 oranında azalır.
■ Kısın en soğuk günlerde evin sıcaklığı en çok 20 dereceye ayarlanmalı.
■ Büyük binalarda merkezî ısıtma ilk tercih olmalı.
■Kaloriferi çok yakıp evde ince elbise giyme çelişkisi!.
■Kısın elektrik ve doğalgaz faturalarını artıran önemli bir unsur da, o da sıcaklığının 20 derecenin üzerinde tutulması. Uzmanlar, kısın evlerde ideal sıcaklığın 20 derece olduğuna dikkat çekerek uyarıyor: "Türkiye için ilginç bir durum var. Kısın bile evin içinde ince elbiseler giyiliyor, hatta atletle duruluyor. Isınmak için de bu sefer kalorifer-kombi daha fazla çalıştırılıyor. Oysa ideal olan, evin içinde de olunsa mevsime uygun giyinmektir. Kışın kalın giyinmek gibi. Ama, Türkiye'de bunun tam tersi yapılıyor. Yakıt masrafları da katlanıyor."

Elektrik faturası nasıl düşecek?

■Ütü ve kek gece yapılırsa elektrik faturası kabarmaz
■ Aydınlatma için tasarruflu ampuller tercih edilmeli.
■ Gereksiz yanan lambalar kapatılmalı.
■ Kirli ve tozlu lambaların üzeri temizlenmeli.
■ Akıllı sayaç ile indirimli elektrik tarifesinden yararlanmak mümkün.
■ Az miktarda suyun ısıtılması
için elektrikli ısıtıcılar tercih edilebilir.
■ Gün ışığından mümkün olduğunca faydalanılmalı, masa ve koltuklar pencereye yakın yerleştirilmeli.

Klima
Evin güneş alan bölümlerine uzak olmalı. Çalıştırmadan önce evdeki pencere, kapı ve varsa panjurları kapatın. Panjur yoksa açık renk perdelerle ısı engellenmeli.

Bulaşık makinesi
Makineyi iyice doldurulduktan sonra iki günde bir çalıştırın..Çevresinde en az 5 cm boşluk olsun. Mümkün olduğunca ön yıkama yapmayın.
Ocak ve fırınlar
Evde birkaç fırın var ise daima küçük olan tercih edilmeli, çok gerekli değilse ön ısıtma yapılmamalı. Mikrodalga fırınlar çok daha az enerji tüketir.

Buzdolabı
Toz ve ısı kaynaklarından uzak tutun. Dolabın kapağı çok uzun süre açık kalmasın. Buzdolabında çok bos alan tüketimi azalacaktır. Buzdolabını, mutfağın ocak ve bulaşık makinesine en uzak yerine yerleştirin. Soğutucu +5, derin dondurucular ise -18 derecede sabitlenmeli.


Evde Tasarruf Etmenin Yolları

Evde tasarruf yöntemleri...

      Zaman ekonomi zamanı olduğuna göre her şeyde olduğu gibi ev işlerinde de dikkatli olmalı ve tasarruf yapmanın püf noktalarını göz önünde tutmalısınız.
     
     Geçim zorlukları nedeniyle özel ihtiyaçlarınızdan kısıyor olabilirsiniz fakat bunun yeterli olmadığını düşünüyorsanız ev işlerinde de tasarruf yapmanın yollarını bilmelisiniz. Böylece hem aile bütçesine katkıda bulunur hem de para biriktirme şansı yakalayabilirsiniz. 
     
Bulaşık makineleri
Bulaşıkları, bulaşık makinesine koymadan önce soğuk suda çalkalayın.Makineyi yarı dolu veya aşırı dolu şekilde kesinlikle çalıştırmayın.Yaz aylarında ısıyı ve nemi azaltmak için sabah veya akşam saatlerinde yıkama yapın. Bulaşıklar için maksimum 60 derece su sıcaklığı yeterlidir.Makine çalışırken mümkünse banyo ve mutfakta aşırı su kullanmayın. 

Çamaşır makineleri
Çamaşır makinelerini tam doluyken çalıştırın.Çamaşırları yıkarken sıcak su yerine ılık su kullanın. Elektrik enerjisinin yüzde 90'ı suyu ısıtmada harcanır. 30-40 derece su sıcaklığı, çamaşır için en uygun sıcaklıktır.Çamaşırlar için doğru programı seçin. Çamaşırları aşırı kurutmayın. Fazla harcanan enerjinin yanında aşırı kurutma elbiseyi tüylendirir ve yıpratır.Aşırı köpüren deterjan kullanmayın. Az veya fazla miktarda deterjan kullanımı verimsiz temizleme demektir.Her yıkamadan sonra kurutucudaki filtreyi temizleyin.Soğuk suda temizleme yapan deterjanlar kullanın. 

Buzdolabı ve derin dondurucular
Dolabınızı, soba, radyatör, bulaşık makinesi ve ocak gibi ısıtıcı kaynaklardan uzak yerlere yerleştirin böylece enerji tüketiminizi yüzde 10-15 oranında azaltabilirsiniz.Buzdolabının sıcaklığını +5 derecede, derin dondurucunun sıcaklığının ise -18 derecede tutmak gereklidir çünkü daha düşük sıcaklık enerji israfıdır.Yemeklerinizi dolaba koymadan önce oda sıcaklığında soğutun. Buzdolabının kapılarının hava sızdırmaz olmasına dikkat edin. Sızdırmazlık kontrolü için beyaz temiz bir kâğıdı, kapı contası ile dolap kabinesi arasına koyun ve kapatın. Eğer kâğıt çok kolayca çekilebiliyorsa, buzdolabınız veya derin dondurucunuz hava alıyor demektir.Derin dondurucuda buz kalınlığının 7 milimetreden fazla olmasına müsaade etmeyin. Dolabın altında veya arkasında bulunan bobinleri yılda iki defa temizleyin. Temizlemediğiniz zaman, yüzde 25 daha az fazla enerji tüketerek ancak uygun sıcaklığı elde edebilirsiniz.Buzdolabını evinizin en sıcak yerine koyarsanız toplam enerji tüketiminiz yüzde 25 artar. Derin dondurucudan alacağınız bir kase buz parçasını dolabınızın ortasına koyun. Böylece 3-4 gün süre ile yüzde 5 daha az enerji harcarsınız.Buzluktan çıkardığınız yiyeceği dolapta eritin, bu durum dolabınızın daha az enerji harcamasını sağlar. 

Ütü
Ütü alırken kurutucu gücü düşük, buhar kapasitesi yüksek olanları seçmek daha az enerji tüketmenizi sağlayacaktır.Ütü yapmadan önce çamaşırlarınızı düzgün şekilde askıya asın. Bu çamaşırlarınızı ütülerken daha az enerji harcamanızı sağlar.Çamaşırların nemli olarak ütüleyin, buhar ve termostatlı ütülerin kullanılması enerji tasarrufu açısından önemlidir.Ütüleme işinin bitimine yakın ütüyü prizden çekin ve son parçayı ütünün içinde kalan ısıyla bitirin.Ütüleme işini, ütüyü yeniden ısıtmak gerekmeyecek şekilde yapmayı planlayın. 

Saç kurutma makinesi
Saçlarınızı havlu ile iyice kuruladıktan sonra saç kurutma makinesi kullanın. Böylece daha az enerji harcarsınız.Unutmayın, saç kurutma makinesinin10 dakika çalışması 60 watt'lık bir lambanın 3 saat yanmasına eşdeğer elektrik tüketir. 

Ocak, fırın ve yemek pişiriciler
Yemek pişirirken düdüklü tencere kullanın. Bu yolla hem enerji tasarrufu sağlayacak hem de yiyeceklerinizin besin değerini korumuş olacaksınız.Yemeklerinizi ocakta pişirmeyi tercih edin. Ocaklarda yemek pişirmek, fırında yemek pişirmekten daha ekonomiktir.Tencerede pişirdiğiniz yiyecekler kaynama sıcaklığına ulaştığında, ocağın alev ayar düğmesini en kısık pozisyona getirin, yüksek ateşte kaynama yiyeceğin pişmesini hızlandırmaz.Pişirme işlerinde alt kısmı düz olan tencere ve tava kullanın. Bu, ısınma süresini kısaltır.Büyük bir ateşin üstüne küçük kap koymayın. Aksi durumda enerji kaybına neden olursunuz. Ayrıca kabın altının temiz olmasına dikkat edin.Yiyeceklerinizi ağzı açık kaplarda pişirmeyin. Kapalı kaplar içinde yemek daha çabuk pişer, dolayısıyla daha az enerji harcanmış olur. Kapaksız kapla yemek pişirirken 3 kat daha fazla enerji tüketirsiniz.Fırında, bir yerine birden fazla yemek pişirmeye çalışın. Düşük sıcaklıkta pişeni diğerlerinden önce çıkarıp, fırının sıcaklığını düşürüp, yükseltmeden daha az enerji harcayın.Fırınınızda gerekli olmadığı durumlarda ön ısıtma yapmayın. Ön ısıtma yapmanız gerekiyorsa 10 dakikayı geçirmeyin.Mikrodalga fırınlar da pişirme ve ısıtma süreleri çok kısadır (pişirme 10-15 dakika, ısıtma 2-3 dakika). Klasik fırına göre yaklaşık yüzde 50-60 daha az enerji tüketerek önemli ölçüde enerji tasarrufu sağlarlar.Yiyecekleri küçük parçalara bölerek pişirin veya ısıtın. Bu, pişirme sürenizi kısaltacaktır.Yemekleri pişirirken çok fazla su kullanmayın. Yemeğin üstünü kaplayacak kadar su yeterlidir. Fazla miktarda su kullanmanız daha fazla enerji harcamanıza neden olur.Donmuş bir yiyeceği fırında pişirmeden önce çözülmesini sağlayın.Tüketeceğiniz miktarda yemek pişirin. Alım gücü düşüyor, gelir dağılımı bozuluyor.

Evinizle İlgili Pratik Bilgiler

Evinizle ilgili Pratik Bilgiler

Yorucu ev işlerinde bunalan hanımların imdadına, pratik bilgiler yetişiyor. İşte birkaç püf noktası: KararanAlüminyum kaplarınızı pırıl pırıl yapmak istiyorsanız, Suve bolca sirke koyarak kaynatın. Buzdolabından kötü kokuları uzaklaştırmak için, en alt göze üç-dört dilimLimon koymanız yeterli. İç kısmı kireç bağlayan çaydanlığa, soyduğunuz patates kabuklarını koyup uzun süre kaynatırsanız, kirecin kolayca çıktığını göreceksiniz. Ütünüzün altını Tuz ve sirkeyle silerseniz leke tutmasını ve çamaşıra yapışmasını önlemiş olursunuz.

İHA muhabirinin, İnternetteki "www.yemekport.com" sitesinden derlediği bilgilere göre, özellikle tuz ve sirke, mutfak ve ev eşyalarının temizlenmesinde önemli konuma sahip.

Alüminyum Kaplar: Alüminyum kapların zamanla kararması, insanın mutfakta çalışma zevkini kaçırır. Halbuki bunu kolayca önlemek mümkündür. Alüminyum kaplarınızı su ve bolca sirke koyarak kaynatın. Hepsi pırıl pırıl olacaktır. Bakır tencerelerinizi ve bu malzemeden yapılan diğer tüm eşyalarınızı da, kaya tuzu ve sirke ilesilerek ilk günkü ışıltısına kavuşturabilirsiniz.

Çatal-Bıçaklar: Bulaşık makinesi çatal, bıçaklarınızı karartıyorsa, bunu önlemenin kolayı var. Bulaşık makinesinin deterjan gözüne ayda bir kere olmak üzere çamaşır suyu koyun. Böylece çatal ve bıçaklarınızın kararmasını engellediğiniz gibi onları parlatmış da olursunuz.

Tahta Kaşıklar: Mutfakta kullanılan tahta kaşıklar renklerini çabucak kaybeder, kahverengine dönüşürler. Bunu bir dereceye kadar önlemek istiyorsanız, tahta kaşıkları, duru suda iyice ıslattıktan sonra kullanırsanız daha iyi netice alırsınız.

Fincandaki İzler: Kahve ve çay bazen fincanlarda çıkmayan lekeler bırakır. İşte acil ve etkili bir çözüm. Nemli bir havluyu deterjanlı suya batırıp çıkarın ve lekenin üzerini ovuşturarak silin. Diğer bir yöntem ise diş macunu ile temizlemektir. Kahve lekesi çıkarmak ise, özellikle kahve kuruduktan sonra tam bir eziyettir. Fakat tüm zor lekelerden olduğu gibi kahve lekesinden de kurtulma imkanınız var. Bunun için eczaneden temin edebileceğiniz gliserinle bir bezi ıslatıp, lekeli yeri silin.

Pırıl Pırıl Çaydanlık: Çok sevdiğiniz çaydanlığınız, zamanla mat bir görünüme bürünebilir. Yarım bardak sirkeye bir tutam tuz atıp, sert bir süngeri buna batırarak çaydanlığı silmeyi deneyin, eski parlaklığına hemen kavuştuğunu göreceksiniz.

Tavalardaki Lekeler: Teflon tavalarınızda oluşan lekeleri çıkarmak için, bir bardak suya 2 çorba kaşığı Karbonat ve yarım su bardağı sirke karıştırın. Sirkeli ve karbonatlı suyu teflon tavanızın içine dökün ve 10 Dakika kaynatın. Lekelerin kolayca çıktığını göreceksiniz.

Blendır ve Çelik Tencereler: Mutfakların vazgeçilmez yardımcılarından blendırları temizlemek epey yorucudur. Fakat, pratik bir yolla bunun üstesinden kolayca gelebilirsiniz. Bunun için, blendırın yarısına kadar, ılık su doldurun ve çalıştırın, içindeki tüm lekelerin çıktığını göreceksiniz. yemek yaparken çelik tencereniz yandıysa, sakın üzülmeyin. Tencerenizi yeniden pırıl pırıl yapabilirsiniz. Bunun için 1 tatlı kaşığı karbonat ve 1 fincan sirkeyi tencerenizde kaynatın. Hem üzerine işleyen kara lekeler çıkacak, hem de tencereniz tertemiz olacaktır.

Etiket İzi: Özellikle süs eşyalarında ve çeşitli mutfak aletlerinin üzerinde etiketler bulunur. Etiketi çıkardığınızzaman da mutlaka izi kalır. Bu izi yok etmek için, etiket izi olan eşyaların üzerine Mobilya cilası sürüp, yumuşak bir bezle silin. Hiçbir iz kalmayacaktır.

Fırın Izgaraları: Özellikle fırında et kızarttığınız zaman, ızgaralar çok kirlenir. Yıkarken de, ızgaraları temizlemek biraz zor gelebilir. Fakat ızgaraları ıslatıp, ponza taşıyla ovarsanız tüm yağların ve lekelerin çıktığını, ızgaranın pırıl pırıl olduğunu göreceksiniz.

Güzel Kokulu Mutfaklar: Bazen yemek kokularıyla sarılıp,nefes alınamayacak duruma gelen mutfağınızın güzel kokmasını ister misiniz? Bunun için, kalorifer üzerine koyduğunuz su dolu bir kabın içine birkaç damla güzel kokulu parfüm damlatın. Kalorifer yandığı sürece bu koku mutfağınıza yayılır.

Mutfak tezgahınızın tertemiz olması ve mis gibi kokması için de, küçük bir leğene su doldurup içine sıkılmış limon suyu veya bir miktar tuz atın. Bu suyla bir bezi ıslatıp, silin. Böylece, tezgahınızın üzerine yapışan lekelerden kurtulmanız çok daha kolay olacaktır. Mutfağınızın güzel kokmasını istiyorsanız, bir parça alüminyum Kağıt üzerine tarçın serptikten sonra, bunu sıcak fırının içine koyun ve fırının kapağını açık bırakın.

Mutfaktaki Çekmeceler: Mutfak tezgahının altında yeralan ahşap çekmeceler, zamanla eskir ve zor açılmaya başlar. Bu durumda tek yapmanız gereken, çekmecelerin kenarlarına talk pudrası serpmek ya da mum sürmek. Böylece, çekmeceleriniz ilk günkü gibi kolayca açılacaktır.

Buzdolabındaki Kötü Kokular: Buzdolabınızı ne kadar temiz tutarsanız tutun, zaman zaman hoş olmayan kokular alırsınız. Bunu önlemek için, küçük bir tabağa üç dört limon dilimi koyun ve buzdolabının en alt gözüne yerleştirin. Ancak her sabah dilimleri yenilemeyi unutmayın.

Işıl Işıl Kristaller: Kristal bardaklar yıkandıkça ışıltısını kaybeder ve mat bir görünüm kazanmaya başlar. Fakat, kristal bardaklarınızı yıkarken kullandiığınız deterjana yarım su bardağı sirke ve tuz ekleyip, öyle durularsanız ilk günkü gibi parladıklarını görürsünüz.

Kireç Lekelerine Kolay Çözüm: Eğer lavabonuzda çirkin kireç lekeleri oluşuyorsa, yarım limonla hızlı şekilde ovmayı deneyin. Sonra su ile çalkalayın ve kuru bir bezle kurulayın. Su koyup kaynattığınız kapların iç kısımları zamanla kireçle kaplanır. Sivri uçlu bir bıçakla ne kadar kazırsanız kazıyın, bu kireç tabakasını tam olarak çıkartmanız mümkün değildir. En iyisi, bu kapların içine soyduğunuz patates kabuklarını koyup uzun süre kaynatmaktır. Zamanla içini kirecin kapladığı çaydanlığınızı, boşken kısık ateşin üzerine koyun. Çaydanlığı yakmamaya dikkat ederek, bir süre bu şekilde ısıtın. Göreceksiniz, kuruyan kireci kolayca çıkartabileceksiniz.

Muşambaya Salça Damlarsa: Mutfağınızda yerde veya masanızın üzerine serili muşambaların üzerine salça damladıysa, çok kolay yöntemle bu lekeden kurtulabilirsiniz. Bir miktar asetonu bir bezin üzerine döküp, muşambalarınızı bununla silin, lekenin yok olduğunu göreceksiniz.

Pirinçlerin Işıltısı: Pirinç eşyalarınızı parlatmak için, temizleme suyuna birkaç damla limon damlatın ve bununla iyice ovuşturarak silin. Yataklarınızın pirinç başlarını, sıkılmış yarım limonla iyice ovuşturun, pırıl pırıl olacak ve içiniz rahat edecek.

Kararmayan Vazolar: Eğer Altın kaplamalı çelik vazonuzun zamanla mat bir görünüm aldığından yakınıyorsanız, saf alkole batırılmış bir pamukla silerek, eski parlaklığına kavuşmasını sağlayabilirsiniz.

Sirkenin Marifeti: Dondurulmuş eti az sirkeli suda bekletmek daha kolay çözülmesini sağlar.

Şişelerin Dibindeki Yosunlar: Su şişelerinin dibi zamanla yosun tutar. Bu da hem kötü görüntüye, hem de pis kokuya yol açar. Bunu yok etmek için, şişelerin içine gazete parçaları atıp, içine su doldurun. Birkaç Saat sonra çalkalayın. Ve gazete parçalarını içinden çıkartın. Daha sonra deterjanlı sıcak suyla yıkayın. Böylece yosunlardan kolayca kurtulmuş olursunuz.

Tabaklardaki Minik Çatlaklar: Yemek takımınızdaki tabakların çatlaklar sebebiyle kırılmalarından ve takımın bozulmasından korkuyorsanız, çatlak tabağı bir tencereye yerleştirip süt ile doldurun. Çok kısık ateşte 45 dakika kaynatın ve soğumaya bırakın. Çatlaklardan eser kalmayacaktır. Aynı işlemi, tüm porselen objeleriniz için deneyebilirsiniz.

Tereyağı Lekesi: Kaynatılabilen kumaşlardaki tereyağı lekeleri, sabunlu suda kaynatılarak çıkarılır. Eğer leke kağıt üzerindeyse, biraz ıslatıp üzerine Un serperek kurumaya bırakmak lazımdır. Daha sonra fırçayla temizlenir.

Toprak Kaplar: Toprak kaplarınızın içinde patates kabuklarını kaynatarak, sararan kısımların eski görünümüne kavuşmalarını sağlayabilirsiniz. Toprak tencereler ya da çömlekler yeni alındıklarında, küçük çatlaklar oluşması sebebiyle kırılma tehlikesiyle karşı karşıyalardır. Bunu önlemek için, toprak tencerelerinizi kullanmadan önce dörtte üçünü sirkeli sıcak suyla doldurun. 24 saat bekletin ve soğuk suyla yıkayın. Bu işlemlerden sonra her türlü yemeği pişirmeye hazır olacaktır.

Çay Lekesi: Çayla lekelenen bir kumaşı temizlemenin en iyi yolu, hiç vakit geçirmeden üzerine kaynar su dökmektir. Bazı kaynaklar limon kolonyasının da çay lekesini çıkarmada yararlı olacağını kaydediyor. Hemen temizlenmeyen Bal lekelerini çıkarmak da zordur. Ama leke olur olmaz hemen ılık suyla yıkanır ve durulanırsa lekeden eser kalmaz.

Yumuşak Havlular: Eski havlularınızı yumuşatabilmek için, yıkadıktan sonra bolca mutfak tuzu dökülmüş sıcak suda bir saat bekletin. Havlularınızın ne kadar yumuşadığına inanamayacaksınız.

Beyaz Tül Perdeler: Beyaz tül perdeler, pencerede dura dura kararır, değil mi? Gerçi öncelerei, yıkamayla bu siyahlık gider ama, daha sonraları bu kararmayı gidermek kolay olmaz. Onun için size tavsiyemiz yıkama suyuna 1-2 çorba kaşığı toz şeker katmanızdır.

Ütünüz Leke Bırakıyorsa: Ütü yaparken zaman zaman tabanı yapışır ya da leke tutar. Fakat ütünüzün altını tuz ve sirkeyle silerseniz leke tutmasını ve ütülediğiniz çamaşıra yapışmasını önlemiş olursunuz. Tabii bu silme işlemini, ütü soğukken yapmanız ve sildikten sonra bir süre bekletmeniz gerekiyor.

Uzun Ömürlü Mumlar: Mumlar, özellikle romantik yemeklerin vazgeçilmez unsurlarıdır. Mumların ömrünü uzatmak için, kullanmadan 2 saat önce buzdolabının derin dondurucusuna koyup bekletin. Böylece, mumun eriyip Masa örtüsüne damlamasını, ya da şamdanda çıkarılmayacak izler bırakmasını önlemiş olursunuz.

Mutfakta Pratik Bilgiler, Yemek Hazırlarken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Mutfakta Pratik Bilgiler Yemek hazırlarken dikkat etmeniz gerekenler 

 Mutfakta çeşitli pratik öneriler, 
Yemek hazırlarken;

Yemek yapmaya başlarken, ellerinizi sabun ve sıcak su ile yıkayın. Özellikle çiğ gıdalarla, örneğin tavuk, balık veya kırmızı et ile temas ettikten sonra başka bir malzemeye veya gıdaya dokunacaksanız, ellerinizi yıkamayı ihmal etmeyin. Pişirme sürecinde zaman kaybı olmaması için gerekli tüm malzemeleri tezgah üzerinde düzenli şekilde hazırlayın. Yemek yapmaya başladığınızda, karmaşık tarifler sizi zorlayabilir, bu nedenle kendinize karmaşık olmayan tarifler seçin. Ne kadar çok kaynaktan yararlandığınız ve yemek hazırlamaya ne kadar zaman ayırabileceğiniz de önemlidir.

Yemeğiniz sıcak bile olsa buzdolabında soğutabilirsiniz!

Gıdalar yavaş yavaş soğurken içinde mikroorganizmalar üreyebiliyor ve sağlıklı olarak hazırladığımız yemek, bozulmuş olarak sofraya gelebiliyor. Bozuk ürünler kendilerini her zaman tadı ve görüntüsü ile ele vermeyeceği için, bu yemekleri yiyerek hastalanma riski artıyor. Yemekler ılık, hatta sıcak bile olsalar, buzdolabında rahatlıkla soğutabilirsiniz. Bu şekilde soğuyan yemeğin tadı bozulmaz, yalnız buzdolabınızın fazla çalışmasına neden olur.

Pişirdiğiniz yemekleri açık soğutmayın

Pişirdiğiniz gıdaları açık soğutmamaya özen gösterin. Örneğin çorbanızı kaynadıktan sonra, tencerenin kapağını açıp soğutmaya kalkarsanız, yaşadığınız ortamdaki hava içinde yer alan mikroorganizmalar, doğrudan yemeğin içine düşebilir. Bu mikroorganizmalar üremeleri için uygun besleyici ortam olan yemeğin içinde, sayılarını çoğaltarak, hastalanma riskini artırırlar.

Ayrı ayrı doğrama tahtaları kullanın

Sebze, doğrama tahtanız ile kırmızı ve beyaz et doğrama tahtalarınız ayrı olmalı. Aynı şekilde ekmekleri dilimlediğiniz tahtanız da. Ne kadar temiz olduğunu düşünürseniz düşünün, hiçbir zaman sebze veya et doğradığınız tahtada ekmek dilimlemeyin. Her gıda grubu farklı mikroorganizmalar taşıyor ve diğer mikroorganizmaların üzerlerinde zararlı etki gösterebiliyor.

Kolay Bulaşık

Mutfakta yemek hazırlarken, lavabonun deliğini tıkayıp, sabunlu ılık suyla doldurun. Yemeği hazırladığınız sırada, kirlenen kapları sabunlu su dolu lavaboya bırakın. Yemeği ocağa koyduğunuz zaman, kirlenen kaplar da temizlenmiş olur. Daha sonra bulaşıkları yıkamak zor gelmez.

Asgari su ile pişirin!

Yemeğinize, baştan çok fazla su koymadan pişirin. Bazı sebzeler çabuk pişebilir, veya çok sulu olabilir. O zaman su miktarı fazla olacağı için yemeğiniz lezzetli olmayabilir.

Sıcak su ilave edin

Yemeğe ilave edeceğiniz suyun soğuk olmaması gerekir. Ilık veya sıcak su ilave edin, soğuk su, yemeğin lezzetini yok eder.

Tuzlu suda yıkayın

Sebzeleri tuzlu suda yıkamayı alışkanlık haline getirin. Tuzlu su sebzeleri daha etkili ve çabuk temizler.

Yüksek tansiyon hastaları yemeği “salçasız” yemeli!

Yemeğin fazla salçalısı iyi olmaz. Salça asidik yapıya sahiptir. Pişerken malzemelerin besin değerini öldürür ve baskın tadı ile lezzetini gölgeler. Yemek yaparken tuz ve salça kullanmayın. Salçada yüksek oranda tuz olduğundan, salça yerine domates kullanarak, yemek yapın. Evde yemeği tuzlu yemek isteyenler, kendi isteklerine göre tuz atabilirler.

Yemeğiniz taşmasın

Yemeğin taşmaması için, tencerenin ağzına zeytinyağı sürün, bu şekilde yemeğinizin taşmasını önleyebilirsiniz.

Pilavınız tane tane olsun

Pişireceğiniz pilavın tane tane ve beyaz olmasını sağlamak için, pilav tenceresinin içine, pişirme esnasında incecik dilimlenmiş bir limon atın.

Patlıcanın lezzetini arttırın

Patlıcan yemeğinizin daha lezzetli olması için, tuzlu suda en az 15-20 dakika bekletin. Veya üzerine tuz serperek kağıt havlu üzerinde bekletin, çıkan kahverengi suları sildikten sonra pişirin.

Makarnanın lezzetini arttırın

Makarnanızın çok daha lezzetli ve hafif olması için, haşlarken tencerenizin içine biraz süt katın; farkı hemen anlayacaksınız. Ayrıca makarnanın haşlama suyuna bir, iki baş soğan, havuç v.b. sebzeler koyarsanız, daha lezzetli olacağını göreceksiniz.

Makarnayı soğuk sudan geçirmeyin

Makarna neden sudan geçirilmez, çünkü B vitamini eksilir. Ama bu yalnız buğdaylı makarnalarda söz konusudur. Süzülürse hem vitamin, hem de lezzet kaybına uğrar. Ancak beyaz un kullanılarak yapılan makarnalar (ki market makarnalarının büyük bölümü böyledir) eğer soğuk sudan geçirilmezse, nişasta oranı hızla yükselir ve yapış yapış olur. Dolayısıyla bu makarnaları soğuk sudan geçirmek tam olarak yanlış değildir. Yanlış olan bu tip makarnaları kullanmaktır. Makarnanızı iyi kalite kullanmaya özen gösterin ve iyi kalite bir makarnayı soğuk sudan geçirmeyin.

Tereyağ kullanın

Tereyağ ile pişen yemek, margarin ile pişen yemekten çok daha lezzetli ve daha sağlıklı olur.

Zeytinyağlı yemeklerde dikkatlı olun!

Zeytinyağlı yemekler yararlıdır ama, pişerken içine eklenen şeker ve uzun süre pişirilmeleri nedeniyle zararlı hale gelebilirler. Antioksidan ve anti-inflammatuarların kaybolmaması için, kullandığınız yağın önemli bölümünü, tencereyi ocaktan aldıktan sonra ekleyin. Sebzeyi kendi suyunda pişirip, mümkünse su eklemeyin ve şeker kullanmayın.

Yemek pişirirken, ısıyı önce yüksek tutun

Yemeklerinizi pişirirken ısıyı önce yüksek tutun. Kaynama noktasına geldikten sonra ateşi kısın. Kısık ateşte pişen yemek daha lezzetli olur.

Mideniz gaz üretiyorsa Kimyon kullanın

Mide ve bağırsaklarda gaz oluşumunu önlemek için yemeklerinizde uygun dozda Kimyon kullanın. Kimyon ayrıca yağ emilimine karşı gelir, bir ölçüde şişmanlamanızı da engeller.

Soğanların kararmaması için biraz un ekleyin

Soğanların üzerine biraz un serperseniz, kavururken kararmazlar.

Soğanları soyarken..

Soğanları soyarken gözlerin yanmaması için soğanlara sirke serpilir.

Mantar temizleme ve pişirme

Mantarı hiçbir zaman yıkamayın. Yıkanan mantar su çeker ve lezzetini yitirir. Mantarı küçük mantar fırçası ile, veya bir bez parçası ile fazla bastırmadan silerek temizleyin.

Mantar sotelerken, tencerenin kapağı açık olursa, hem mantarların suyunu vermesi, hem de kararmasını önlemiş olursunuz.

Yoğurt suyu

Yoğurt suyunun atılmaması gerekir. Yoğurdun tüm vitamin ve mineralleri bu suda bulunmaktadır. Ayrıca, bu su yemeklere ekşi bir tat kazandırmak istenildiğinde de kullanılabilir.

Sos hazırlarken Nane, Adaçayı ve çekilmiş Ceviz katabilirsiniz

Nane, adaçayı ve çekilmiş cevizin pek çok yemekte kullandığınız beşamel sosa çok hoş lezzet kattığını biliyor muydunuz? Fakat bu aromalı otları, sos pişip ateşin söndürülmesine yakın, tencerenin içine ilave etmeye dikkat edin.

Kuru Fasulyenizi bir gece suda bekletmenize gerek yok!

Kuru Fasulyenizi bir gece suda bekletmenize gerek yok, bir tencerede biraz su ile bir taşım kaynatın, ocağın altını kapatıp 2 saat kadar bekletin. Şimdi yemeğinizi pişirebilirsiniz. Diğer pişirme metodunuza göre bir zaman daha uzun kaynatırsanız tam kıvamını bulur.

Yumuşamayan Fasulyeler için karbonat

Uzun süre pişirildiği halde yumuşamayan fasulyenin içine, yarım kahve kaşığı karbonat koyarsanız, hem daha çabuk pişer, hem daha yumuşak olur.

Kuru Fasulye pişirirken

Kuru fasulyelerin tanelerinin dağılmadan ve ezilmeden pişmesini istiyorsanız, tuzu, salçayı ya da domatesleri, fasulyeler yarı piştikten sonra ekleyin.

Cam tencerede yemek pişirirken

Cam tencerede yemek pişirirken, kapağın buharlaşmaması için iç yüzeyini limon kabuğu ile silin.

Pilavın içine patlıcan

Patlıcan kabuklarını soyduktan sonra içine sirke ve çok az zeytinyağı konmuş suda bir süre haşlayın. Daha sonra istediğiniz küçüklükte dilimleyin ve pilav yaparken içine karıştırın. Pilavınız böylece çok lezzetli olacak.

Pilavınızı tekrar ısıtırken

Pilavınızı tekrar ısıtırken, bir kabın içine su koyup, bu kabın üzerine pilav tenceresini koyup, buhar ile ısıtırsanız, pilav taneli kalır, tazeliğini muhafaza eder.

Bamya pişirmeden önce

Ayıklanan bamyaları pişirmeden önce, 3 silme çorba kaşığı tuz ve 1,5 kahve fincanı sirkeyle hazırlanan karışıma yatırırsanız, (30 dakika) pişerken salyalarını bırakmasını önlemiş olursunuz. Ayrıca görünüşü ve lezzeti daha iyi olur.

Kerevizin yapraklarını kullanabilirsiniz

Demir ve Folik içeren ve asit açısından çok zengin bir aroması olan Kerevizin yaprakları ile çok lezzetli çorbalar ve yemekler yapabilirsiniz. Eğer sadece kerevizin kökü ile yemek yapacaksanız, yapraklarını kurutabilir, her zaman (bilhassa etli) yemeklerde, çorbalarda, salatalarda, maydanoz ve çeşni gibi kullanabilirsiniz. Yemeğinizin tadını daha yoğunlaştırır ve güzel bir aroma oluşur.

Sebze pişirirken

Karnabahar, lahana, soğan gibi keskin kokulu yiyecekler pişirilirken, tencere kapağı aralık tutulursa, kokunun yemeğe sinmesi önlenmiş olur. Sebze yemeği pişirilirken, yemeğe ekleyeceğiniz su sıcak olmalıdır. Sebzeler haşlanarak kullanılacaksa, haşlama suyuna eklenecek bir miktar sirke, sebzelerin renginin korunmasını sağlayacaktır.

Havuç yapraklarını atmayın!

Havucun yapraklarını atmayın, salatalarınızda kullanın. Çünkü havuç yaprakları kemik erimesini önleyen bol miktarda kalsiyum içeriyor.

Bezelyeleri hemen pişirin!

Bezelyeleri ayıkladıktan sonra, imkanınız varsa hemen pişirin. Çünkü bezelyeler hemen kuruyup sertleşebilir. Bezelyeleri bir gün kadar soğuk su içinde bekletirseniz, yeniden dirildiklerini görürsünüz.

Marul yapraklarını doğramak yerine, elinizle koparın

Yeşil salata ve marulun yapraklarını yıkadıktan sonra, bıçakla keserek doğramak yerine, elinizle koparın. Böylece vitamin kaybını önlemiş olursunuz.

Salata ipuçları

Salata yaparken, öncelikle salata malzemelerinin ıslak olmamasına dikkat edin. Malzemenin ıslak olması, sosun malzemeye nüfus etmesini engeller. İyi bir salata için ayrıca, malzemelerin birbirini bütünler nitelikte olması gerekir. Örneğin kabakla dereotu, domatesle fesleğen, cevizle peynir birlikte kullanıldığında iyi sonuç verirler.

Turşunuz daha lezzetli olsun

Hazırlamak üzere olduğunuz turşuya kereviz yaprağı, sarımsak, öğütülmemiş hardal tohumu, nane yaprağı, karanfil, dereotu, defneyaprağı, nohut, soğan ve şeker katabilirsiniz. Böylece koku ve lezzet kazandırmış olursunuz.

Yemeğinizin daha hızlı soğuması için

Yemeğinizi hemen soğutmak için, tencereyi içinde soğuk su ve 1-2 yemek kaşığı tuz bulunan bir leğende bekletin. Böylece yemeğiniz 10-15 dakika sonra yenecek derecede soğumuş olacaktır.

Yemeğin dibi Tutarsa

Yemeğin dibi tutarsa, lavabonun içini soğuk suyla doldurun. Sıcak tencereyi kapağını açmadan suya koyup, 15 dakika bekletin. Daha sonra yemeği başka bir tencereye alın. Soğuk su, yemeğin yanık tadını alacaktır.

Yemeğiniz tuzlu olduysa

Yemek tuzlu olursa, yani tuz miktarı fazla geldi ise, kabukları soyulmuş patatesi birkac parçaya kesip, yemeğin içine atınız. Patates, yemeğin fazla tuz miktarını emecektir. Yada yemeğin içine bir miktar sirke ve biraz şeker atılırsa aynı etkiyi göstereceği söyleniyor, en azından denemekte yarar var.

Zeytinyağlıların daha lezzetli olması için

Zeytinyağlı yemeklerinizi bir gün buzdolabında bekletip, ertesi gün tüketirseniz çok daha lezzetli olur.

El kokusu

Ellerinizdeki, sarımsak veya balık kokusunu çıkarmak için, kokan parmaklarınızı kullandığınız bıçak ile birlikte suyun altında yıkayın. Metal bıçak parmaklarınızdaki kokuyu alacaktır. Bıçak yerine, bir kaşık veya çatal da kullanabilirsiniz. Ellerinizi tuzla ovalayıp, ardından sabunla yıkamak da farklı bir yöntemdir.

Fırınınıza sinmiş kötü kokular için

Fırınınızın ortasına, yarısı sirke, yarısı su dolu bir tava koyun. Fırınınızı birkaç dakika ısıtın, sonra soğutun. Kokular gitmiş olacak.

Karnabahar pişirirken kokmaması için

Karnabaharın haşlama suyuna bir miktar süt katarsanız, kar gibi beyaz olduğunu, hem de kötü kokmadığı fark edeceksiniz. Ayrıca yayılan kokuyu önlemek için, pişirme suyuna bir parça tuz ve iki kaşık sirke ilave edip, suyun üzerinde köpük oluşumunu bekledikten sonra, içine sebzeleri atmayı deneyin. Kokudan eser kalmadığını göreceksiniz.

Kereviz kokusu

Kerevizi ayıklayıp yıkadıktan sonra, bir kap içinde hazırlamış olduğunuz limonlu suda 10-15 dakika bekletirseniz, hem kokusu kaybolur, hemde rengi beyaz olur.

Yumurtanın dağılmaması için ne yapmalı?

Suya kırarak pişirdiğiniz yumurtanın (cılbır yemeği) dağılmaması için, içine 1 yemek kaşığı sirke koyun.

Yumurtanın taze olup olmadığını anlamak için

Bir kabın içine tuzlu su doldurup, yumurtayı suya bırakın. Yumurta kabın dibinde yatay halde duruyorsa, tazedir, suyun üzerinde ise, bayattır.

Yumurtaları ayırmak

Pişirip sakladığınız yumurtaları, çiğ yumurtalarla aynı yere koyuyorsanız, hangisi çiğ ve hangisinin kaynamış olduğunu ayırmanın en kolay yolu, çiğ yumurtaları döndürdüğünüzde, kolay dönmeyip yalpalanma olurken, pişmiş yumurtalar kendi ekseni etrafında çok rahat dönerler.

Kabarık bir omlet yapmak istiyorsanız

Bir çorba kaşığı suyun içerisine, bir çay kaşığı mısır unu karıştırın. Hazırladığınız karışımı, yumurtaya ilave edin. Diğer bir metod ise mısır unu yerine, bir veya iki yemek kaşığı süt kullanmanızdır. Böylece omletiniz daha kabarık ve yumuşak olur.

Yumurtayı kolay soymak için

Katı haşlanan yumurtaları kolay soymak için, kaynar sudan çıkardıktan sonra, hemen soğuk suya tutun ve bir süre soğuk suda bekletin. Su kabuğun gözeneklerinden girerek, soymayı kolaylaştırır.

Yumurtanın sarısını akından ayırmak için Huni kullanın

Yumurtanın sarısını beyazından ayırmak zor olabilir. Kolay yolu ise; yumurtayı orta boy bir huninin içine kırmanızdır. Yumurtanın beyazı huninin ağzından akıp, altına tutacağınız kabın içine düşer. Sarısı ise, huninin geniş kısmında kalır. Yalnız yumurtanın bayat olmamasına dikkat edin. Çünkü bu işlemi yaparken, bayat yumurtanın sarısı patlayabilir.

Kaynamış yumurtayı keserken

Katı yumurtayı parçalamadan kesmek için, kullanacağınız bıçağı, sıcak suyun içinde ıslattıktan sonra kesin. Yumurtanın dağılmadığını göreceksiniz.

Yumurtayı hemen kırın

Buzdolabından çıkardığınız yumurtanın akı ve sarısının birbirine karışmaması için hemen kırın.

Vegan yemeklerde yumurta alternatifleri

Veganlar yumurta kullanmaz. Kullandığını bildiğiniz biri varsa, o zaman o kişi vegan değildir. Yumurta yerine kullanılabilecek bir alternatif bulmak sanıldığı kadar zor değildir. Aşağıdaki alternatiflerden birini deneyin.

1 yumurta yerine kullanabilecekleriniz:

● 2 tatlı kaşığı kabartma tozu + 2 çorba kaşığı su + 1 çorba kaşığı sıvı yağ
● 1 tatlı kaşığı yemek sodası (karbonat) + 1 çorba kaşığı sirke 
● 1 çorba kaşığı öğütülmüş keten tohumu + 3 çorba kaşığı su (karıştırıp 5 dk. bekletin, sonra kıvamlanana kadar iyice çırpın). Sanki ceviz koymussunuz gibi kahverengimsi bir renk verir. 
● Yarım muz (ezip püre kıvamına getirin)
● 1 tepeleme çorba kaşığı soya unu + 1 çorba kaşığı su
● 1 çorba kaşığı nohut unu + 1 çorba kaşığı su
● ¼ bardak tofu (blenderda iyice püre haline getirin)
● ¼ bardak yumuşak tofu (soft tofu veya silken tofu, blenderda püre edilmiş)
● ¼ bardak vegan yoğurt
● 1 çorba kaşığı öğütülmüş chia tohmu + 3 çorba kaşığı su 
● 1 çorba kaşığı ararot + 1 çorba kaşığı soya unu + 2 çorba kaşığı su
● 3 çorba kaşığı elma püresi 
● 1/3 bardak balkabağı püresi 
● ¼ bardak püre edilmiş erik (mürdüm eriği veya mor erik)
● ¼ bardak püre edilmiş patates
● 2 çorba kaşığı püre avokado
● 2 çorba kaşığı tahin veya fıstık ezmesi
● 2 çorba kaşığı ıslatılmış galeta unu
● 2 çorba kaşığı ıslatılmış yulaf ezmesi
● Ayrıca sadece un veya salça da yapıştırıcı olarak kullanılabilir.

Çatlak yumurtayı haşlarken

Çatlamış bir yumurtayı haşlamak için, çatlak yerine bir dilim limon sürünüz, sonra yumurtayı bir kaşığın içine koyarak, kaynayacağı suyun içine bırakınız (su kaynar olmayacak). Su kaynamaya başladıktan 5 dakika sonra çatlak yumurtanız hazır.

Yumurtaların çatlamaması için

Pişireceğiniz yumurtaların çatlamaması için, kabın içine bir fincan tabağı koyun, veya kaynatma suyuna bir çorba kaşığı sirke koyun.

Gıda maddelerini dondurma işlemi

Gıda maddeleri hücreleri su içerir ve dondurulurken kristaller oluşur. Dondurma işlemi mümkün olduğunca çabuk gerçekleşir ise, (şok dondurma) sadece yalnız küçük buz kristalleri oluşur, dondurulan gıdaların vitaminleri ve minerallerinin hücre yapısı zarar görmez. Eğer dondurma işlemi daha yavaş gerçekleşirse, ki bu daha eski model buzdolaplarında böyledir, o zaman dondurma esnasında daha büyük kristaller oluşur ve hücre yıkımı gerçekleşir, dolayısıyla dondurulmuş gıdaların genel hücre yapısı değişir, tadı, kokusu mineral ve vitaminler değişime uğrar. Hızlı dondurulmuş gıdalarda, vitamin ve diğer besin maddeleri çok daha iyi muhafaza edilir.

Gıdalarınızı saklarken, dikkat ediniz!

Buzdolabınızı +2- +4 dereceye ayarlayın: Besinlerin bozulmamaları için buzdolabının serinliği +4 derece olmalı. Yaz mevsiminde buzdolabının kapağını daha sık açıp kapatacağınız için dereceyi düşürerek, buzdolabınızın soğutma kapasitesini artırın. Buzdolabınızı fazla besinlerle doldurmayın, kapların arasında hava akımı olmasını sağlayın.
Buzdolabında meyve dahil hiçbir besini açık olarak saklamayın. Besinleri mutlaka yıkanmış ve çok iyi süzülmüş olarak, ağzı kapatılmış bir kap içinde muhafaza edin.
Pişmiş gıdaları üst, çiğ olanları ise alt raflarda tutun: Uygun koşullarda pişirilmiş ve ağzı iyi kapatılmış kaplarda saklanan gıdaların mikroorganizma bulundurma ihtimalleri çok azdır. Ancak çok iyi yıkanmış olsalar bile; çiğ olan et, kanatlı ve deniz ürünlerinde mikroorganizmalar çok hızlı gelişebilir. Bu besinlerde, düşük sıcaklıklarda üreyebilen ve hastalık etkeni olan çok önemli mikroorganizmalar bulunur. Dolayısıyla çiğ tavukları açık ya da ambalajı bozulmuş bir şekilde üst raflarda saklarsanız, üzerinde çeşitli zararlı mikroorganizmalar üreyebilir, daha da kötüsü yerçekiminin etkisi nedeniyle alt rafta bulunan besinlere de bulaşabilir.

Derin dondurucuda, en fazla 6 ay saklayın!

Sıcaklığı ne olursa olsun, gıdaların bozulmasındaki en önemli faktör zamandır. Bu nedenle -18 derece ve altında bile olsa, önerilen süre kadar saklamalısınız. Bu nedenle deniz ürünlerini en fazla 20 gün, kırmızı eti maksimum 2 ay içinde tüketmeye özen gösterin. Gıdaları derin dondurucuda hava ile temas etmeyecek şekilde sardığınız ambalajın içinde saklamayın. Donmuş olsalar bile, derin dondurucuda meyve ve sebze ile eti yan yana koymayın. Kapalı ambalaj içinde olsalar bile, gıdalardan biri çözülüp diğerine bulaşabilir, üzerlerinde bakteri üremesine neden olabilir.

Gıdaları çözüldükten sonra, tekrar dondurmayın

Eğer artan besinleri tüketmeyecekseniz, çiğ olarak değil, pişirdikten sonra tekrar dondurun. Örneğin kıyma ile köfte yaptınız, geri kalan kısmı tekrar değerlendirmek için, kıymayı kavurduktan sonra derin dondurucuda saklayın.
Derin dondurucuda sakladığınız gıdaları, çabuk çözülmeleri için, mutfak tezgahının üzerine koymayın. Çünkü çok soğuk ortamdan, sıcak ortama konan gıdalar, bakteri ve mikrop yuvasına dönüşebilirler. Ayrıca çözüldükten birkaç saat sonra dışarıda kalan, hiçbir ürünü tüketmeyin. Gıdalarınızı buzdolabının en alt rafında çözdürün ve tüketmek için hemen hazırlayın.

Dondurulmuş limon kullanın!

Restoranlarda genelde limonun tamamı kullanır, hiç bir kısmı ziyan olmaz. Böylece rendelenmiş limonun suyunda bulunandan 5 veya 10 kat daha fazla C vitamin'inden yararlanırsınız. 
Limonu (yıkayıp) buz dolabınızın derin dondurucu bölümüne koyun (deep freeze). Donduktan sonra, mutfak rendesini alıp, limonun tamamını rendeleyin. Soymanız gerekmiyor, rendelenmiş Limonu yemeklerinizin üzerine serpebilir, sebze salatasına, dondurmaya, çorbaya, makarnaya, soslara, balık porsiyonlarına katabilirsiniz. Limon Suyu Sarımsak Mucizesi

Ambalajların ağzını açık bırakmayın

Tahıl unları ve kahve gibi ürünleri kutusuyla birlikte buzdolabı poşetinin içine yerleştirin. Ya da kapalı cam kavanoza boşaltın. Ağzını sıkıca kapatıp, bağladıktan sonra, buzdolabına koyun. Çünkü ürün, buzdolabını her açıp kapattığınızda havayla temas eder, bunun sonucunda da bozulmaya başlar. Veya daha kötüsü üzerine istenmeyen kokular siner. Lezzet değişikliğinin de bir bozulma olduğunu unutmayın.

Dondurulmuş et

Dondurulmuş et'i az sirkeli suda bekletmek, buzun daha kolay çözülmesini sağlar.

Buz dondurma ilemi için kaynatılmış su kullanın!

Suyu kaynatın, soğuyunca buz kalıplarına koyup, dondurun. Buzlar daha canlı kristal gibi görünür. Kaynamış suda oksijen azalır, bu buzun mat görünmemesini sağlar.

Soyulmuş patateslerin kararmadan saklanabilmesi için

Soyulmuş patateslerin kararmadan muhafaza edilmesi için, saklanacak kabın içine su ve bir tutam tuz koyun. Buzdolabında saklayın, gerektiği zaman suyla yıkayıp kullanın.

Patatesleri bir Elma yardımı ile daha iyi muhafaza edin

Büyük miktarda patatesiniz var ise, torbanın içerisine bir adet elma koyun. 8 hafta boyunca filizlenmesini ve büzüşmesini önler. Patateslerinizi kuru ve serin bir yerde saklayın.

Patates haşlarken

Patates haşlarken, haşlama suyunun içine bir kaşık sirke koyun, hem rengi sarı kalır, hem de daha lezzetli olur.

Patates püresi

Patates pürenize değişik bir koku vermek istiyorsanız, içine bir miktar hindistan cevizi atın. Çok daha iyi tat oluştuğunu göreceksiniz.

Tavuk çabuk tüketilmeli

Tavuk eti çabuk bozulan gıdalardandır. Son kullanıcı olan müşteriye ulaşıncaya kadar hijyenik ortamlarda saklanması bir zorunluluktur. Tavuk eti satın alındıktan sonra, buzdolabında en fazla 1 gün bekletilip tüketilmelidir. Derhal tüketilmeyecek ise, temizledikten sonra, plastik folyoya sarılarak, derin dondurucuda bekletilebilir. Bu şekilde dondurulmuş etler *180C’ de 3 ay kadar saklanabilir. Ayrıca, tavuk eti, et tahtası üzerinde kesilmelidir. Siyah etten farklı olarak mikroorganizmalara karşı daha dayanıksız olan tavuk etinin, mermer veya plastik üzerinde kesilmemesi gerekir.

Tavuk haşlarken, kokusu rahatsız ediyorsa

Tavuğu haşlamadan önce, etini limon, ya da limon suyuyla ovabilirsiniz, suya orta boy soğanı 4'e bölüp atabilirsiniz, böylece koku azaldığı gibi, haşlamanın lezzeti de artar.

Tavuk etini lezzetlendirin

Tavuk etinin daha yumuşak, güzel kokulu ve lezzetli olması için pişirmeden önce, tavuğu yarım limon ile iyice ovalayın, tavuğun üzerine ve içine rendelenmiş limon kabuğu koyun ve pişirmeden önce bu şekilde bir müddet bekletin! Bunun dışında çeşitli baharatlarda kullanabilirsiniz. Taze biberiye, kekik ve kişniş gibi.

Eti pişirmeden önce

Etin yumuşacık olmasını istiyorsanız eti pişirmeden önce, limon suyuna bulayıp bekletin. Veya pişirirken bir kaç damla limon suyu ekleyin, et daha yumuşak ve lezzetli olur.

Etlerinizi kızartmadan önce

Etinizi kızartmadan önce, tavadaki yağın kızgın, (ideal ısı, 175-195°C) ve et'in oda sıcaklığında olmasından emin olun. Et'leri kızartırken, sürekli çevirmeyin ki kurumasın.

Mangal

Mangal yapmayı severiz, ancak mangal yaparken kullanılan kömür kansorejendir, bu eti de etkiler. Mangal tadında et pişirmek için, ocak üzerinde dökme demir tavalar kullanabilirsiniz.

Etleri daha lezzetli yapın

Biftek, pirzola gibi etlere farklı bir tat katmak için, pişirmeden önce 1 kahve fincanı süt, 1 kahve fincanı soğan suyu, 1 kahve fincanı zeytinyağı karışımında marine edip, üzerini kapatıp 3-4 saat buzdolabında bekletin. Veya etin taze ot ve baharatlı bir sıvı (marinat) içinde bekletilerek, yumuşatılması ve tatlandırılma metodunu deneyebilirsiniz.

Kolayca hazırlanabilecek bir marinat tarifi:

Bir miktar soğanı (ör.1 kg. et için 3 orta boy soğan) çok küçük parçalar halinde kestikten sonra, bir tülbentin içine koyun ve suyunu bir kabın içine çıkartın. Aynı kabın içine bir miktar zeytinyağıyla birlikte, kekik ve defne yaprağı koyun. Eti bu karışımın içine yatırın, 24 saat bekletin. Etinizin yumuşak ve lezzetli olacağını göreceksiniz. Etler ızgara yaptıktan sonra bekleyecekse, saklama kabını önceden ısıtıp, ağzını sıkıca kapatmak, yiyeceklerinizin daha geç soğumasını sağlayacaktır. (Kaynak: elifce-karalamalar.blogspot.com)

Orta yağlı kıyma kullanın

Kıymalı yemeklerinizde, orta yağlı kıyma kullanın. Yemeğinize zaten ekleyeceğiniz sıvı, veya katı yağı böylece az tutabilirsiniz. Kıymadaki yağ, yemeğinize lezzet katar.

Balığın tazeliği nasıl anlaşılır?

Su ürünleri; bağ dokusunun az, yağ asitlerinin yüksek olması nedeniyle çabuk bozulan bir besin maddesidir. Bu nedenle balık alırken, tazeliğini çok iyi kontrol etmek gerekir. Genelde bir çok hile ile bayat balıkları  anlayanlara dahi taze balık diye yutturulabiliyorlar. Ancak bayat balıkların bazı özellikleri varki, bunları kamufle etmek mümkün değildir. En başta gözler ve katılık durumu. Çok taze balıklarda, gözler parlak ve dışa doğru bombeli olup, göz bebeği genelde büyüktür. Ancak gözlerin bu anlattığım şekilde olmaması, balığın yenmeyecek derecede bayat olduğu anlamına da gelmez, sadece tercih edilmeme kriterini oluşturur.
Balık tazeliğini yitirmeye başlayınca gözleri buğunlanır ve içeri çöker. Taze balığın solungaçları canlı kırmızı olur. Taze balığın derisi gergin ve parlak olur. Pulsuz balıklar bayatlamaya başladıkça derisinin parlaklığı azalır, karın tarafında buruşmalar oluşur. Pullu balıkların pulları tazeyken gövdeye sıkıca yapışıktır. Elimize pulların gelmemesi gerekir. Taze balığın eti sıkı ve elastiki olup, parmakla bastırıldığında meydana gelen çukurluk anında düzelir. Bayatlamış balıklarda iz kalır.

Balığınız daha lezzetli olsun

Balığı kızartacağınız yağın içine kırmızıbiber serperseniz, hem balığa değişik bir lezzet vermiş, hem de balığın rengini parlak yapmış olursunuz.

Kalamar yumuşak olsun

Kalamar süte batırılırsa daha yumuşak olur.

Balık nasıl saklanmalı?

Saklama süresi 20 saati geçecekse, temizlenip buzdolabına konulmalıdır. Buzdolabının +5 derecelik yerinde 2 gün saklanabilir. Daha uzun süre saklamalar, -18 derecelik derin dondurucularda, veya bağımsız derin dondurucularda yapılmalıdır. Balık dondurulmadan önce, porsiyonlara bölünüp, alüminyum folyo veya asetat ile ambalajlanmalıdır. Ambalajlar önce buzdolabının 0 ile +5 derecelik bölümünde birkaç saat soğutmalı, sonra derin dondurucuya konulmalıdır. Bu işlem sırasında derin dondurucu şoklama konumuna getirilmelidir. 
Balıklar dondurulmadan önce hafif tuzlanırve limon sıkılır, böylece diriliğini korur. Dondurulan balıklar çözüldüğünde, tekrar dondurulmamalıdır. İri balıklar buzdolabının normal kısmına alınarak bir gün dinlenerek çözülmelidir. Paket karidesler ise hemen sıcak suya atılabilir.

Ciğeri kızartmadan önce

Hazırlayacağınız ciğer tavayı daha da lezzetli yapmak istiyorsanız, kızartma ununun içine bir tatlı kaşığı kadar karbonat koyun. Ayrıca yağı iyice kızdırın, Arnavut ciğerinin tadı çok daha lezzetli olur. Ciğerleri yarım saat kadar süt içinde de bekletebilirsiniz.

Kızartmalar

Kızartmalarınızda çicek yağı yerine, zeytinyağı kullanırsanız daha sağlıklı olur. Şimdiye kadar Zeytinyağı için yanlış anlatılan bir husus, sözde çabuk yanması nedeniyle kızartma yağı olarak kullanılmaması idi. Oysa yağların kimyasal yapısının bozulmaya başladığı, sıcaklık derecesine göre sıraladığımızda, en iyi kızartma yağının palmiye yağı, bunu yerfıstığı yağı ve zeytinyağının takip ettiğini görmekteyiz.
Zeytinyağının kızartmaya en uygun yağ olduğu bilimsel araştırmalarla doğrulanıyor. "Yanma derecesi" yüksek olan zeytinyağı, kızartma yağı olarak, diğer yağlara oranla yüksek ısıya daha dayanıklı, bu yüzden daha sağlıklı. Kızartmalar genellikle 180 derece civarında yapılır. Zeytinyağının özelliklerinin değişmeye başladığı dumanlanma noktası ise, 210-230 gibi çok yüksek bir derecede gerçekleşir. Daha fazla bilgi için tıklayınız!

Hamur ürünleri tüketirken dikkat edilecek hususlar

● Tok karnına hamur işi yemeyin. 
● Hamur işlerini kızartma olarak tüketmeyin. 
● Unlu mamullerin içinde harç veya beraberinde katık olarak genelde et, kıyma, yağlı peynir ya da tavuk konulur. Siz yağsız peynirler, ıspanak, pazı, mercimek, soya kıyması gibi iç harcı olanları tüketin. 
● Haftada en fazla 2 kez yiyin. Her gün börek, pizza, pide veya benzeri hamur işi yemeyin. Sadece ne yediğiniz değil, miktarda yediğiniz de önemlidir. 
● Hamur işlerini az miktarda yiyin. 
● Hamur işlerinin içindeki un kadar yağın da önemi vardır. Genelde bitkisel doymamış yağları az miktarda kullanın. En iyileri zeytinyağı, fındık yağı, bazen de soya, mısırözü yağı olabilir. 
● Seçtiğiniz unun cinsi çok önemlidir. Beyaz unu değil, tam buğday ununu tercih edin. Esmer un ve kepekli un da kullanabilirsiniz. 
● Alışkanlıklarınıza göre mısır unu, çavdar unu, yulaf unu gibi alternatifler de seçebilirsiniz.

Evde ekmek yapıyorsanız

Eğer evde ekmek yapıyorsanız, içine koyacağınız bir miktar haşlanmış ve ezilmiş patates, ekmeğinizin daha geç bayatlamasını sağlayacaktır.

Hamur mayanızı kendiniz hazırlayın!

Yumurta büyüklüğünde bir hamur hazırlayın ve üzerini bir nemli bez ile örterek, bir gece bekletin. Ertesi gün hamur mayanız hazır olacaktır.

Hamur işine soyunurken

Hamur işi yaparken, hamuru en az 30 dakika dinlendiriniz. Üzerini nemli bir bez ile kapatıp buzdolabına koyunuz. Böylece hamur daha iyi açılır. Un ve nişasta türü malzemeyi nereden kullanırsanız kullanın, mutlaka elekten geçiriniz ki topak topak kalmasın.

Unlarınızın böceklenmemesi için

Unlarınızın böceklenmemesi için, kavanozunun içerisine bir adet defne yaprağı koyun.

Ekmeğin küflenmemesi için

Ekmeğinizin küflenmemesi için, ekmek kutusuna biraz tuz koyun.

Galeta unu yerine fırınlanmış bayat ekmek

Galeta tozu hafif bir koku yaptığından, mümkün olduğu kadar kullanmaktan kaçınılmalıdır. Galeta tozu yerine fırınlanmış bayat ekmek tozu kullanmak daha doğrudur. Bunun için evde biriken bayat ekmekler dilim dilim kesilir, havadar bir yerde biriktirilir. Yeteri kadar çoğalınca fırınlanır. Sonra fırınlanmış bayat ekmekler ufalanarak, toz ya da un durumuna getirilir.

Kek - Pasta Yaparken

Kek yaparken, karıştırmak için kullandığınız kaşığa hamur yapışmasını istemiyorsanız, kaşığı kullanmadan önce süte batırın. Hamurun yapışmadığını göreceksiniz. Pişen keki kalıbından çıkartmakta zorluk çekiyorsanız, keki dökmeden önce kalıbın içine yağlı kağıt döşeyin. Fırından çıkardığınız zaman, kağıdın uçlarından tutup keki kalıptan çıkarabilirsiniz.

Kekinizin kabarması için

Kekinizin kabarmasını istiyorsanız, tereyağı ve şekerini iyi çırpın. (Sağlık açısından margarin kullanmanızı tavsiye etmiyoruz). Güzel kek yapmanın bir koşulu da, tereyağı ve yumurtanın oda sıcaklığında olmasıdır.

Pastalara kattığınız fındık, ceviz, v.s.

Pastalara kattığınız fındık, ceviz, v.s.'nin dibe çökmemesi için una buladıktan sonra, karışımın içine katın. Böylece piştiğinde, pastanın içine eşit şekilde dağılmış olurlar. Pastaların üstüne koyduğunuz muz, elma, armut gibi meyvelerin kararmaması için, meyveleri limonlu suya batırıp, kullanın. 

Kek kalıbından çıkmıyor ise

Pişirdiğiniz kek, kalıbından çıkmıyor ise, kabın altına ıslak bir bez yayarak, biraz bekletin!

Kurabiyeleri saklamak için

Şeker oranı yüksek olan kurabiyelerin sertleşmesini önlemek için, kurabiye kavanozunun içine 1-2 dilim kabuklu elma atın. Elmanın yayacağı dengeli nem, kurabiyelerinizi iki hafta boyunca taze tutacaktır.

Bisküvilerin ve kurabiyelerin taze kalması için

Bisküvilerin ve kurabiyelerin taze kalması için, onları teneke bir kaba koyun, yanına bir avuç pirinç bırakın, bayatlama sorunu ortadan kalkacaktır.

Bayat ekmek tarifi:

İnce ince dilimleyin üzerine az miktarda süt serpin ve kızgın yağda bir yüzünü kızartın. Ters çevirip üzerine domates ve taze kaşar peyniri koyun. Peynirler erimeye başlayınca üzerlerine kekik ve karabiber serpip sıcak sıcak servis yapın.

Sarımsaklarınızı daha verimli kullanın - Cam kavanoz

Pirinç ve bakliyatların saklanması için cam kavanozları tercih edin. Sarımsakların daha çabuk ezilmesi için, sarımsaklarınızı bir cam kavanoz içersinde buzdolabında muhafaza ediniz.

Sarımsaklarınızı her zaman elinizin altında hazır bulundurmak istiyorsanız, kabuklarını soyduktan sonra, bir kavanoza doldurup, üzerine zeytinyağı koyarak, muhafaza edebilirsiniz. Ayrıca sarımsaklı yağı yemeklerinizde, salatalarınızda kullanın, ayrı bir lezzet katacaktır.

Teflonda oluşan lekeleri kolayca çıkarabilirsiniz

Teflon tavada oluşan lekeleri çıkarmak için bir su bardağı suya iki çorba kaşığı karbonat ve yarım su bardağı sirke karıştırın. Sirkeli ve karbonatlı suyu tavanın içine döküp on dakika kaynatın. Lekenin geçtiğini görürsünüz.

Mayonezin bozulmaması için susam yağı kullanın

Evinizde mayonez yaparken: Zeytinyağ yerine susam yağı kullanın. Mayonezinizin daha uzun zaman bozulmadığını göreceksiniz.

Salçanın bozulmaması için

Kullandığınız salçaların bozulmamasını istiyorsanız, üzerini düzleyerek biraz zeytin yağı ilave edebilirsiniz, bu sayede salçayı uzun süre saklayabilirsiniz.

Kuş üzümlerini ayıklamak için

Kuş üzümlerini ayıklamak için, onları bir avuç un ile ovun, kalın delikli bir süzgece atın. Süzgeçi salladığınızda, un ile birlikte, istenmeyen çöp ve tozlar aşağı düşecektir.

Balın saf olup olmadığını anlamak için

Balın saf olup olmadığını anlamak için, baldan bir kaşık alıp, soğuk suda ezin. Su beyazlaşacak olursa, içinde un veya nişasta var demektir. Donmuş veya kristallenmiş balı eski haline getirmek için kavanozu içi sıcak su dolu bir kapta bekletiniz.

Sütü ocağa koymadan

Sütü ocağa koymadan önce, tencere soğuk suyla çalkalanırsa, süt kaynarken dibine yapışmaz.

Yoğurt ekşimişse

Süzme yoğurdunuz ekşimişse, içine su koyup tekrar süzün. Ekşiliğinin gittiğini göreceksiniz.

Kesik Limonu nasıl saklarsınız?

Küçük bir tabağa toz şeker serpin, kesik tarafı şekerin üzerine gelecek şekilde koyun, iki hafta limonu bu şekilde muhafaza edebilirsiniz.

Çayınızı demlerken farklı tatlar deneyin

Çaya ayrı bir tat ve koku vermek istiyorsanız, kavanozun içine bir dilim elma, ya da portakal kabuğu atabilirsiniz. Hatta portakal ve limon kabuğunu rendeleyerek de kullanabilirsiniz.

Peynirlerinizin tazeliğini korunması için

Peynirlerinizin tazeliğini koruması için, hava almayacak şekilde şeffaf folyoya sarın.

Bilhassa tansiyon hastaları daha az tuz kullanmalı!

Tuzsuz zeytin yemeye özen gösterin. Lor peyniri gibi tuzsuz peynirleri tercih edin. Eğer peynirde az da olsa tuz varsa, aynı şekilde zeytin de tuzluysa bir süre suda bekletin. Çok tuzluysa daha da uzun süre suda bekletin.

Şekerin nemlenmesini önlemek için

Şeker kavanozunun altına kurutma kağıdı koyarsanız, şekerin nemlenmesini önlemiş olursunuz.

Dereotunu saklamak için

Dere otunu uzun süre muhafaza etmek için, onları temiz bir havlu ile sarın, bir naylon poşete koyun, bu şekilde buzdolabına bırakın.

Tazeliği gitmiş yeşillikleri yeniden canlandırmak için

Tazeliği gitmiş, yeşillikleri canlandırmak için, buz'lu suyun içine iki kaşık limon suyu karıştırın, yeşillikleri içine koyun ve 1 saat buz dolabında bekletin.

Domatesin gözlere olumlu etkisi

Toplumda yerleşmiş olan yanlış bilgiyi düzeltmek oldukça zordur. Kime sorsanız, “gözlere hangi sebze iyi gelir” diye, alacağınız cevap, havuçtur. Halbuki, bu yanlıştır. Domatesin gözlerimiz üzerindeki olumlu etkileri havuçtan çok daha güçlüdür. Tabi ki kısır (melez) tohumdan üretilmiş domateslerden söz etmiyoruz, domates doğal olmalı. Yani tohumundan tekrar domates üretilen domates olmalı. Ayrıca genel kural olmamakla beraber, her sebze ve meyve mevsiminde tüketilmelidir. İnsan vücudu (metabolizması) mevsimlere bağlı olarak farklı çalışır.Domatesin diğer özelikleri

Domatesi soyarken

Domatesi kolay soymak için, bıçağın sırtıyla kabukların üstüne soyulacak yönün tersine sürtülür veya kaynar suda bir dakika bekletilir.

Yeşil sebzelere renk veren, klorofil maddesidir

Pişirdiğinizde sebzelerin bu yeşil rengi daha az kaybetmeleri için, önce bol buzlu suda bekleterek, klorofilin sabitleşmesini sağlayın.

Yeşil sebzeleri canlandırın

Satın alınıp buzdolabında saklanan yeşil sebzeler bir süre sonra canlılıklarının yitirirler. Tekrar canlı hale getirmek için ise, yıkayıp 10-15 dk. Kadar 2 litrelik suya katılmış 1 yemek kaşığı limon suyunda bekletilmesi yeterli olacaktır.

Çabuk bozulan yeşillikler

Maydanoz, dereotu, nane gibi çok çabuk bozulan yeşillikleri hiç zayi etmeden kullanmanın yolu; yıkadıktan sonra kesip, buzlukta saklamaktır.

Patlıcan kabuğunu et yemeklerinde kullanın

Patlıcan kabuklarını iyice yıkayın, sirkede kaynatın ve sıvı yağ dolu bir kavanozda saklayın. Yavaş yavaş mantar tadı aldıklarını göreceksiniz. Bunları et yemeklerini ve pilavlarınızı çeşnilendirmek için kullanabilirsiniz.

Reçel yaparken

Reçel yapacağınız meyvaları iyice yıkayıp, kurulamalısınız. Karıştırırken mutlaka tahta kaşık kullanmalısınız. Şekerlenmeyi önlemek için limon tozu yerine, limon suyu kullanın. Kavanozlara koyduğunuzda, iyice soğumadan ve üzerindeki hava kabarcıklarını kağıt havlu ile almadan kavanozun ağzını kapatmayın. Reçellerinizi serin ve karanlık yerde saklayın.

Reçeliniz şekerlenme yapmasın

Yaptığınız reçelin çabuk şekerlenmesini istemiyorsanız, limon suyunu, reçeli ateşten almanıza yakın ilave edin. Aksi takdirde önceden ilave edilen limon suyu, reçelin rengini ve kıvamını koyulaştırır.

Zeytinyağı nasıl muhafaza edilir?

Zeytinyağı doğrudan güneş ışığı görmeyen serin yerlerde saklanmalıdır. Saklama için en uygun sıcaklık derecesi 14- 15°C'dir. Zeytinyağı her türlü kokuyu çeker, içine alır. Bu nedenle yabancı koku olmayan yerlerde ağzı kapalı olarak muhafaza edilmelidir. Zeytinyağını renkli cam şişelerde, renkli camlı damacanalarda ve içi laklı teneke kutularda saklanmalıdır. Plastik bidonlar, kalaysız teneke veya saç kaplar uygun değildir. Zeytinyağı ağzı açık uzun bir süre hava ile temas ederse, yağ bozulmaya başlar, asit oranı yükselir. Daha fazla bilgi için tıklayın!

Portakalları soğuk suda tutun

Kış aylarında hepimizin vazgeçilmez içeceği C vitamini deposu portakal suyudur. Eğer portakalları sıkmadan önce, yarım saat soğuk suda bekletirseniz, sıktığınızda daha fazla portakal suyu elde edersiniz.

Çaydanlığınızın kirecini temizleyin

Çaydanlığınızın içinde biriken kireç tortusunun temizlenmesini istiyorsanız, on beş dakika kadar içine sirke kaynatın, ya da kabın içinde yumurta kabuklarını bir süre bırakmanız, kirecin temizlenmesi için yeterlidir.

Izgaraları temizlerken

Fırın ızgaralarını, özellikle de et pişirdikten sonra temizlemekte zorluk çekebilirsiniz. Izgaranın üzerinde kuruyan lekeler ne kadar sıcak su altına tutarsanız tutun, çıkmayabilir. Bu durumda "sünger taşıyla" ızgarayı iyice ovmak gerekir. Lekeden eser kalmadığını göreceksiniz.

Yanmış tencereler

Yemeği ocakta unutup, tencerenin dibini yaktığınız zaman üzülmeyin. Bir miktar kabartma tozu, ya da otomatik çamaşır makinesi deterjanını suyla karıştırıp, hamur yapın. Bu hamuru tencerenin yanan kısmına sürün ve bir gece bu şekilde bekletin. İyice durulayın. Tencereniz eskisi gibi olacak.

Yanığa karşı un

Mutfakta yemek pişirirken, illa ki bir tarafımızı yakarız. Bu gibi ufak defek yanıklarda işe yarayan bir metod; yanan kısmı un'a batırmak, veya üzerine un serpmek şeklinde. Un buzdolabında bir kavanozun içinde bekletilirse, daha etkili olduğu söyleniliyor.

Blendırı temizlerken

Blendırınızı temizlemek için, blendırın yarısına kadar, ılık su doldurun ve çalıştırın. İçindeki tüm lekerin çıktığını göreceksiniz.

Konserve açacağı paslanırsa

Konserve açacağınız paslanırsa bir gece boyu sıvı yağda bekletin. Ertesi gün, açacaktaki pasın gittiğini ve eskisi gibi kolayca konservelerinizi açtığını göreceksiniz.

Cam kapları temizlerken

Cam fırın kaplarının temizlenmesi için, kapta bir miktar kabartma tozunu suyla hamur yapıp, kaba yayın. Bir müddet bekleyip, yıkayın. Camın temizlendiğini görürsünüz.

Kristal bardaklarınızı parlatın

Kristal bardaklar yıkandıkça, ışıltısını kaybeder, mat bir görünüm kazanmaya başlar. Kristal bardaklarınızı yıkarken, kullandiığınız deterjana yarım su bardağı sirke ve tuz ekleyip, öyle durularsanız, ilk günkü gibi parladıklarını görürsünüz.

Tabaklardaki minik çatlaklar

Tabağınızın ufaç çatlama gibi görüntüsünü gidermek için, çatlak tabağı bir tencereye yerleştirip, süt ile doldurun. Çok kısık ateşte 45 dakika kaynatın ve soğumaya bırakın. Çatlaklardan eser kalmayacaktır.

Zeytinyağı şişesini temizlemek için

Zeytinyağı şişenizi temizleyememekten şikayetçiyseniz, şişenin içine soğuk su ve kalın tuz ilave edin. Sonra iyice çalkalayın. Ardından tekrar soğuk su ile bol bol yıkayın.

Doğal kaya tuzu iyi bir alternatif!

Temel besin maddelerinden biri olan doğal "işlenmemiş" tuzun, hayatın devamlılığını sağlayan önemli özellikleri varken, işlenmiş rafine tuzları, zararları nedeniyle kullanmamamız gerekir. Çünkü gerçek doğal tuz olmadan, hayatın var olması mümkün değildir! İki tuz öneriyoruz: İşlenmemiş Keltik Sea Salt, ve işlenmemiş Himalaya Tuz Kristali. Bu tuzları temin edemezseniz, turşu için kullanılan doğal kaya tuzu iyi bir alternatif. Etraflıca bilgi için bu sayfaya göz atınız.

Bakırları parlatmak

Bakır kapların lekelerini çıkarmak ve parlatmak için uzun uzun uğraşmanıza gerek yok. Bir litrelik su şişesini sıcak sirkeyle doldurun. İçine üç yemek kaşığı tuz atıp, iyice çalkalayın. Sonra bu karışımı bakır kapların üzerine serpin, kısa bir süre beklettikten sonra temiz bir bezle silin.
(Kaynak: Çeşitli kaynaklardan derlenmiştir)

(Umarım faydalı olmuştur )